Tercan yakınında meydana gelip 26 yurttaşımızın ölümü, bir o kadarının da yaralanmasıyla sonuçlanan kazayı derinlemesine incelemek gerek. Konuya ilişkin sorulacak çok soru var. Soralım mı?
Ağır vasıtaların vızır vızır işlediği o yolun kapasitesinin son derece cılız olduğu çıplak gözle bile anlaşılıyor. Bu konuda bugüne kadar ne gibi bir çalışma yapıldı?
İran TIR'ının enkazından pek çok bira şişesi çıktı. Otobüs firması yetkilileri TIR şoförünün alkollü olup olmadığı konusunda araştırma yapılmasını istediler. İddialarına göre Savcı Bey; "Ölmüş adamın nesine alkol muayenesi yapacakmışım?" dedi. Yani böyle bir araştırma yapılmadı.
Uyuşturucu işi mi?..
Iğdır, Kağızman, Kars, Ağrı bölgelerinde kamyonculuk ve otobüsçülük yapan herkesin şöyle sarsıcı bir iddiası var; "İranlı şoförler Türkiye'ye girdikten sonra kendilerini özgür ortamda bulup hemen içkiye fuhuşa koşuyor. Çoğu afyon sakızı çiğniyor, esrar kullanıyor. Bunlara kimse dur demiyor." TIR'ların akşam 17.00'den sonra şehirlerarası yola çıkması yasal mı?
Ağırlık kontrolü
-Kazaya karışan TIR, başta ağır vasıta diferansiyeli olmak üzere, oto yedek parçası taşıyordu ve etrafa saçılan parçalardan göz kararıyla bile anlaşılacağı biçimde istiap haddinin üzerinde yükle seyrediyordu. Kantar tartımı yapıldı mı? Diğer TIR'lar ve kamyonlara tonaj denetimi nerelerde, nasıl yapılıyor?
-Her ambulansta minimum 2 ceset torbası bulunması zorunluluğu var. Nasıl oldu da koskoca Erzincan 112 Merkezi'nde ancak 12 ceset torbası bulunabildi?..
Cesetleri morgu ve soğutmalı mekânı olan sağlık merkezleri yerine koşulları yetersiz Tercan Devlet Hastanesi'nin koridorlarına yayıp otopsilerini alelacele orada yapmak niye. Kazayı duyup olay yerine Erzurum ve Erzincan'dan gelen onca doktor neden otopside görev almadı da bir tek pratisyen hekim 26 kişinin otopsisini yaptı?..
O traktör de ne?..
Kazayı duyup gelen otobüs firması yetkilileri daha kimin ölüp yaralandığını bile araştırmadan, getirdikleri kağıtlarla otobüsün firma adı yazan yerlerini kapatmaya, plakaları kıvırıp kopartmaya giriştiler. (Iğdır Can Turizm) Kimse kendilerini engellemedi. Niye?..
Yaralılar arasında bulunan ve bilinci açık olan bir polis memuru; "Otobüsün önüne karanlıklar içinden ve aniden bir traktör çıktığını, son anda arkasındaki Oktay ya da Okyay yazısını gördüğünü" söyledi. Civarda bu traktörle ilgili bir araştırma neden yapılmadı?..
"Atarım sizi hapse!.."
Kazayı duyup gelenlere yakınlarının öldüğü, yaralandığı yolunda hiçbir açıklama yapılmadı. Cesetlerin teşhisi için yardım etmek isteyen yakınlarına neden bilgi verilmedi ve sert davranıldı?
Hastane personeli dururken, ya da yardımcı personel çağrılması gerekirken ceset nakilleri, taşımaları neden jandarma timlerine yaptırıldı?..
Cinayet gibi kaza!..
Bunlar daha ilk anda akla gelen basit sorular. İşin uzmanları bu soruların çok daha teknik ve bilimsel olanlarını soracaklardır elbette. Hepsine köşemi sonuna kadar açıyor ve bu cinayet gibi kazanın evvelini-halini-istikbalini tartışmaya davet ediyorum. Sorularımın yanıtını da yetkililerden en kısa sürede istiyorum. Saygılarımla...