Merhabalar Savaş Bey. Ben size Ankara'dan yazıyorum. Adım Sultan. Ne yazık ki zaman zaman bu güzel ülkemizde bizlere verilen değeri çok acı biçimde görmekteyiz. Ben size birkaç gün önce başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Bir hafta önce göğsümde çıkan kitle için Etlik SSK Hastanesi'ne gittim. Ondan önce göğsüm için ultrason çektirmiştim. Tahlil sonuçlarım temizdi ama ben tekrar kontrol edilmesini istedim ve doktor bey de göğsüme baktı ve kitlenin olduğunu söyledi. "N'olur n'olmaz biz bir de parça alıp bakalım" dedi.
Neyse gitti şırıngayı getirdi ve biraz sıvı aldı. Aldığı sıvıyı mikroskop camlarının üzerine sürdü ve tüm olanlar da bundan sonra başladı.
Elini sürme
Camları masanın üzerindeki bir kağıda koydu ve "Bunu patolojiye götür" dedi. Ben de kağıtla beraber camları aldım ve dışarı çıktım. Sekreter camları kağıdın üzerine, tutacağım yere bantla yapıştırdı. Ben; "Camları böyle açıkta mı götüreceğim" dedim. "Elini sürme bir şey olmaz" dediler. Öncelikle Etlik SSK'da patoloji servisini aradım ama o bölümün Dışkapı SSK'da olduğunu öğrendim. Şoke oldum çünkü camları açıkta götürecektim.
Hesap sor abi
Savaş Bey ben elimdeki o camlarla sıcakta, tozun toprağın arasında dolaştım. Dolmuşla 20 dakika yolculuğun ardından Dışkapı SSK'ya ulaşmak için 500 metre yürüdüm. Patoloji'ye geldim. Tabii tahlilleri hemen veremedim. Önce hastanede bir dolandırdılar. Fotokopiydi, bankottu derken... Bu arada; tahliller hâlâ elimde. Sonunda elimdeki camları laboratuvara verdim ve benim tahliller diğer tahlillerin yığıldığı yere bırakıldı...
Şimdi sağlık bakanımıza soruyorum Savaş Abi; ben tahlil sonuçlarıma nasıl güveneceğim. Ne olur bunu köşende yayınla, insanların sağlığıyla oynanmasına izin verme. Bizim adımıza hesap sor. Sevgilerimle. Bir okurun...