Pertevniyal Lisesi dağılırdı, boru mu yav?.. Haytalar, keratalar, afacanlar güruhu olarak zincirlerden biz boşalırdık he-heey!.. Her birimiz her birimize; el şakası, ağız şakası ve illa ki eşek şakası yapa yapa dağılır; Yenikapı, Laleli, Yonca, İnebey civarlarına yayılırdık.
Bizim mahallede oturanlar, yani 20- 30 kişilik grubumuz; Aksaray'dan 90 numaralı belediye otobüsüne itiş-tepiş binince; Vatan, İskender Paşa, Yavuz Selim, Çarşamba, Fethiye ve nihayet son durağı Draman'a kadar panayıra çevirirdik otobüs içini...
Hey, hey gidi günler!..
Draman... İlk gençliğimizin unutulmaz coğrafya parçası. Dalyalamış bi dolu ahşap konağı, köşkü, fakirhanesi. İnsanın içine içine sinip kanına girmiş o kadim o kıymet bilir ve sevgi ifratı mahalleleriyle Draman...
Sonra oracıkta, merhum Nadi Baba'nın bahriye subayı mülazımı babasından kalma bir köhne ev. Hane halkı ayrıgayrı saymadığı için şımarıp tapusu üstümeymiş hallerde büyüme günlerim o evde.
"Üf-füü çocuk"da kim?
Zorluğu, yokluğu, yoksulluğu cüzdanda. Sevgiyi, paylaşmayı, inancı bir minicik odada öğrendiğimiz günlerin günleri o günler. Dersler nanay, devamsızlık sınırda, imtihanlar gırtlakta ve nasılsa keyifler hâlâ keka günlerimiz. Ama şükür; hepimizi temsilen ders çalışan, takdir-teşekkür getiren bir arkadaş var aramızda. Çocuk zehir. Çocuk zemberek... Herkesler diyor ki; "Bu çocuk yok mu bu çocuk. Valla ileriki yıllarda üf-füü olur bu çocuk!.."
Demirel orada
Şimdi aradaki 20 yılı atlayıp bir başka zaman dilimine ışınlanalım. 5 yıl evveline filan gidelim mesela. Işık Üniversitesi ilk mezunlarını veriyor o gün. Ve o nedenle şap şahane bir mezuniyet tören düzenleniyor. Zamanında temeli atan, besmeleyi çektiren Süleyman Demirel fahri siyaset doktoru unvanı da alıyor o arada.
Işık'lar kararmasın!..
Fevziye Mektepleri Vakfı'nın eğitim zincirinde en son ve en parlak halkası olan Işık Üniversitesi ışık ışık yani. Şimdi içinizden o üf-füü çocuğun da okuldan mezun olduğu, kep giyip kep fırlattığı düşüncesi geçiyor değil mi?
I-ıhh öyle değil. Daha daha yukarı taşıyın hayallerinizi. Üf-füü çocuk orada evet. Ama mezuniyet diploması almak için değil. Aksine ilk mezunların hak ettiği diplomaları bizzat vermek için. Çünkü o diplomaların altında onun imzası var. "Ne olarak" mı? Ne olacak; Rektör Profesör Dr. Sıddık Yarman olarak...
Merhaba
O gün orada, üniversitesinde yani; çalışmanın, azmin, bilginin, coşkunun, inancın ve kıvancın doruklarında dolaşıyordu. Yürüyen bir pırlanta gibi dolaşıyor, dokunanı, yanından geçeni aydınlatıp ışıklıyor...
İşte o zamanlarda mahallemiz, sonralar da bilim dünyasının 'üf-füü çocuğu' olan Sıddık Hoca yıllardır başarıyla sürdürdüğü Işık Üniversitesi Rektörlüğünü görev süresi bittiği için bırakıyor üç vakte kadar. Ben de böylesi bir selam yollamak istedim Sıddık Hoca'ya. Mahallemizin pırlantasına ben de böyle ve yeniden bir "Merhaba" demek istedim... Merhaba Üf- füü çocuk. Merhaba...
HAVA ÜSSÜ NÖBETÇİSİ
Niye mi uykular kaçmıyor? Niye mi güven içindeyiz? Yukarıdakilerden, yani fotoğraftaki aslanlardan çok var da onun için.