Bu fotoğrafı önceki gün Kütahya'da çektim. Gördüğünüz gibi 4-5 yaşlarında bir çocuk babasının kucağında ve direksiyonda. Yer şehirlerarası karayolu. Kamyonlar, otobüsler, tüm traktörler, biçer döverler, özel otomobiller vızır vızır seyrüseferde. Kendi aracımızla bir süre yan yana seyredip 43 RA 916 plakalı bu aracın süratini ölçüyoruz: Saatte 85 km.
SARRAFMIŞ HEM DE
Müsait bir yerde durmasını sağlayıp sorular sormak istedim bu bey kardeşe;
"Nedir bu yaptığın saçmalık arkadaş, aklını peynir ekmekle mi yedin sen?" demek isterdim. Ama herhalde başına gelecekleri anladı ve ilk sapakta yoldan ayrılıp kaçtı gitti.
Böyle bir işin peşini bırakmak olur mu? Açtım telefonu Kütahya Emniyet Müdürü Şevki Bey'e anlattım ve plakayı verdim. 10 dakikada buldurdu, aldırdı, sorguladı adamı.
Kıyamamış yazııık!..
Adı Osman Güner'miş. Meslek Lisesi mezunu, çarşıda sarraflık yapan bir işadamı. Telefonla konuştuk ve ne dese beğenirsiniz;
"Oğlum henüz 3 yaşında Savaş Abi. Giderken çok ağladı, direksiyonu istedi, kıyamadım verdim. Bir daha yine istese vermem diyemem. Çünkü dedim ya kıyamıyorum ağlamasına."
ÖNERİME DİKKAT OLUN!..
Bazıları karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşar malum. Sarraf Osman da ola ki; "Araba gitmiyordu. Biz orada park etmiş duruyorduk" şeklinde açıklama yapabilir di mi? O zaman önümüzdeki A Takımı yayınını beklesin. Kameramanım İlhan Aydın ödüllük görüntüler çekti ve aracın 3 yaşındaki çocuk yönetiminde (!) nerede, nasıl, hangi süratte yol aldığını görün bakın nasıl tespit etti... Son bir şey; hani bu hafta sonu Babalar Günü kutlanacak ya; işte bu fotoğraftaki babayı "yılın babası" olarak öneriyorum. Hatta yılın değil yılların babası; hem de en duyarsız babası. Nasıl yakışır değil mi?..