Allah nazarlardan esirgesin. Şehrin idare edenlerinde bir telaş, bir gayret. Hepsinin hamaratlığı dorukta. Keselerin ağzı açık. Binlerce kişilik ekipleriyle gece gündüz koşturuyor, uyku durak bilmeden çalışıyorlar. Şöyle bir çevrenize bakın; İstanbul tarihinin en palavra, en kaplama makyajıyla bezenmekte. NATO'cuların ve elbette ki Bush'un geçeceği, görebileceği yerlerin tümü nakış gibi işlenmekte.
Dallar, güller
Yollar önce kedi tırmığı izlerine bürünüyor, ardından hürra zift kamyonları, mucur kamyonları, silindirler falan filan. Refüjler deseniz başka alem. Yıllardır elden geçirilmemiş, pislik pasaklılık yuvası olmuş, telleri burkuk, otları yoluk o mevkilere bin bir renkte çiçekler,
dallar güller dikilmekte şimdi...
Göz boyaması
Merak eden varsa mesela Atatürk
Havalimanı'ndan Sirkeci istikametine gelen sahil yoluna bir gidip baksın. Ya da mesela Karaköy-
Fındıklı-Dolmabahçe-Beşiktaş filan cenahına bir uğrasın meraklıları.
Görün bakın nasıl bir dev şantiye halinde. Görün bakın ki birtakım adamlar;
"İnşaatı gününde teslim edemezse eşek yüküyle tazminat ödeyecek müteahhit" paniğinde. Alayı ayakları artlarına vura vura gezinmekte, emirler yağdırmakta uluorta.
Karizma çizilmesin
Geçen gün bindiğim taksinin şoförü bile çoktan uyanmış duruma. Diyor ki: "Bu yapılanlar var ya abi. Bunlar aslında bu şehirde yaşayanlara, bizlere yani en büyük hakarettir biliyor musun? Yani bunun asıl manası ne? Biz burada bu yollarla bu manzaralarla yaşayabiliriz. Biz normal zamanda böyle şeylere layık vatandaşlar değiliz. Affına mahsuben odunuz ve eşşeğiz yani. Ama eloğlu gelecek 5-10 gün kalacak ya onların gözünü boyamamız lazım ille. Yani yeter ki birilerinin karizması çizilmesin, madara olmasınlar. Bak 1 ayda pırıl pırıl ettiler bazı güzergâhları. Ortalık, hani haşa diyeyim ama; Cennet-i
Ala'ya döndü.
Bir çıkın hele
Demek ki istenirse oluyormuş di mi abi? Peki burada yaşayan insanların hiç mi hakkı hükmü yok. Bir Bush gelecek diye, NATO gelecek diye mi yapılır sırf bunlar?..
Kentin ve memleketin idarecilerine bir önerim olacak. Tebdil-i kıyafet edip bir karışsanıza halkın arasına. Bir sorsanıza İstanbul ahalisine, sorun bakalım yapılan bu çalışmalar için, bu gayretkeşlikler için ne diyorlar? Sorun sorun. Sorun da "bazı şeyleri" birinci ağızlardan öğrenin. He he heee!..