Yaş yetmişi geçmiş...
Birtakım sorunlar çıkıyor ister istemez.
Hızlı bir kilo kaybı... İştahsızlık... Halsizlik...
"Bu sefer gidiyorum galiba" dedim.
Henüz buradaymışım. Şimdi on adet iğne... İkisini oldum, sekiz tane daha.
Toparlanacağız ister istemez.
Henüz ölmedim, niyetim de yok.
Ama belli de olmaz ha...
Ne gülerler düşmanlarım...
Hep Andre Malraux geliyor aklıma...
"Birinciyi atlattım, ikinci beni götürür" demişti. Öyle de olmuştu.
***
Beni boşverin, bahar geliyor.
Ufak ufak filiz verdi minik çiçekler...
Yeni budanmış filizler yemyeşil...
Hava bir ısınsa patır patır açacaklar.
Mor salkım, ki son derece arsız ve yüzsüz bir yumurcaktır, filiz verdi.
Birkaç haftada öyle bir açar ki şaşarsınız.
Sarmaşık ufak ufak uç veriyor... İnanılmaz bir yüzsüzdür... Öyle bir açar ki hem de kısa sürede...
Velhasılı kelam bitkinin keyfi yerinde.
Bahar geldi geliyor, çok az kaldı.
***
Yaşadığımın en pis yanı,
"hafızanın" uçması...
En basit şeyleri bile hatırlamaz oldum.
CHP liderinin adını bir süre düşünmem gerekiyor...
İyi mi kötü mü bilmem artık.
***
Uluabat'tan balıkçı
Adem'in arkadaşı
Yaren, gitmiş, bu sefer on beş gün geç gelmiş ama gelmiş...
Yaren leylek...
Eşiyle birlikte geliyor, ertesi gün doğruca
Adem'in kayığına...
Eşi de
Nazlı...
On iki yıldır yapıyor bunu.
Yaren gelmiş, baharın da eli kulağındadır.
Biz kalsak da bahar geliyor, gitsek de.