Yaa, böyledir hayat.
Ve de böyledir bu memleket. Affetmez, unutur gider.
Altı dönem milletvekilliği yapmışsın: 12, 13, 14, 15, iki dönem ara, sonra 18, 19...
İki hükümette Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olmuşsun.
Bir hükümette Bayındırlık Bakanı...
Başka bir hükümette Orman Bakanı...
Asıl önemlisi, 51 ve 52. dönemlerde Milli Savunma Bakanı.
Yani, önemli bir adammışsın.
Vefat etmişsin.
Vefa Tanır.
Arka sayfalarda ufacık bir ilan çıkmış vefatın hakkında.
O kadar.
Başka bir şey yok.
Ne tanıtım, ne övgü, ne yergi.
Yani şimdi ne işe yaramış bütün o yaş, o hizmetler, bütün o mevkiler?
Bütün o isim?
Vefatını "üzüntüyle" öğrenmiş Meclis.
Yok bir de sevinç mi duyacaklardı?
Hadi sana Allah rahmet eylesin.
Merak etme ve de üzülme, arkadan aynı yere gelecek kişi çok. Aynı umarsızlıkla.

***

MUHALEFETİN SON NUMARASI
Yüksek Seçim Kurulu seçimin yenilenmesini "jet hızıyla" kabul etmiş.
Ya ne yapacaktı, muhalefetin umutlanması için birkaç gün üstüne mi yatacaktı?
Beklenti ve heyecan mı yaratacaktı?
Resmi Gazete'nin "mükerrer" sayısında "jet hızıyla" yayınlanmış...
Ay başını bekleselerdi, öyle mi? Mutlu mu olacaktınız?
Kararı YSK başkanı açıklıyor...
Çay ocağı görevlisini mi bekliyorlardı?
Ne istiyorlardı? YSK "Öyle olmaz, seçim yarın yapılsın" mı diyecekti?

***

Bu kadarcık. Çok istiyorlar ama başka bir pislik atamıyorlar.
Atsalar başları ciddi olarak derde girecek!
Çünkü bunun geri dönüşü yok, "üst mercii" yok, tartışması yok.
Ancak "jet hızıyla" diyerek YSK'nın da "iktidar yanlısı" olduğunu hissettirmek istiyorlar...
O kadar.
Sanki muhalefet seçim istemiyor da...
İktidar değişse de oraya başka üyeler gelse, demediklerini bırakmazlar.
Bu yaptıklarına demokrasi falan diyorlar.
Biz de yuttuk.