Birer ikişer yakayı ele vermeye başladılar...
Çok yatmazlar, burası Türkiye.
Demirden çalanlar, çimentodan çalanlar...
Bir de yağmacılar var.
Birileri depremden önce çalıyorlar, ötekiler depremden sonra.
Elleri arkadan bağlanmış, yere yatırılmış yaratıklar.
"Gençten" yaratıklar, bildiğiniz lumpen.
Dayak yiyeni de gördük, çok sevindik.
AFAD görevlisi kılığına giren de varmış, polis kılığına giren de.
"Deprem fareleri" diyorlar bunlara...
Enkazda para ve "ziynet eşyası" arıyorlar...
Henüz Marmara depremindeki "kardeşleri" gibi ölülerin parmaklarından yüzükleri çalacak aşamaya gelmemişler, boş bulduklarını götürüyorlar.
Haber yapmaya çalışan televizyoncunun kamerasını sırtlayıp götüren bile görüldü!

***

İtin biri, karnının aç olduğunu ileri sürüp girdiği dükkândan geniş ekran bir televizyonu sırtlayıp götürüyordu, gözümüzle görmüştük televizyonda.
Bir TIR'ın önünü kesmişler...
"Ne varsa vereceksin, ya seve seve ya da ..." demişler.
TIR'ı ateş edip durduran da var!
Buralarda da arabayla, kamyonla gelenler var...
Böyle yirmi kişi enselenmiş.
Boş binalara girenler yakalanmış.
Marketlere dalanlar da yakalanıyorlar...
Yalnızca gıda maddesi değil... Yalnızca tuvalet kâğıdı, fırça, sabun falan değil.
Halı, kilim, televizyon, elektrikli bisiklet, cep telefonu da... Ne bulursa!
Kimisi elinde götürüyor, kimisi daha uyanık, boş bir market arabası kapmış, onu doldurmuş.

***

1999 depreminde bu yaratıklar için "vur" emri çıkarılmıştı.
Şimdi niçin yoktur?

***

HÖST

"Depreme dayanıklıdır. Sitemiz üst düzey standartlarda tasarlanarak, kaliteli, sağlam, dayanıklı malzemeler kullanılarak ve alanında uzman, profesyonel ekiplerce inşa edilerek siz değerli sakinleri beklemektedir."
Sitesi yıkılan bir yaratık