İki duygu birlikte varoluyor: Yıkılan binaları görünce duyulan üzüntü ve "İyi ki orada değilim" şeklinde yaşanan gizli sevinç.
Hep de böyle olur.
Yirmi dört yıl önce de böyle olmuştu.
Bu sefer "yarım ceset" de gördük.
Sardıkları battaniye küçüktü, çünkü adamın yarısı "aşağıda" kalmıştı.
Nasıl bir şeye benzediğini anlamak için "Er Ryan" filminin ilk bölümüne bakacaksınız, Normandiya çıkarması görüntülerine...
Gerisi malum teranedir: Ölülere rahmet, kederli yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar.
Kurtarma çalışmaları birkaç gün daha sürecek, ölü ve yaralı sayısı artacaktır.
Sonra molozlar temizlenecek, sokakta kalanlara tesis yapılacaktır. Böylece yazı buluruz.
***
Bir deprem sonrası, Avrupa'dan gönderilen yardım peynirlerinin Nişantaşı'nda lüks şarküterilerde satıldığını gözlerimle görmüştüm.***
Yan yana üç koca bina, biri dümdüz olmuş, öteki ikisi sapasağlam ayakta.