Amin Maalouf'u duymuşsunuzdur, dedesi Atatürk için yanıp tutuşurmuş...
9 Aralık 1921'de bir bebeği olmuş.
Bebeğine, eşinin gebeliğinin başından beri "Kamal" ismini koymayı düşünürmüş.
Fakat bebek kız çıkmış!
"Tanrı başka türlü karar vermişti" diyor Maalouf.
Dede kaşlarını çatmış, hiç ağzını açmamış.
Herkesi odadan çıkarmış, eşine demiş ki:
"Ne yapalım? Bir kızımız var, ne olacak yani? Ben onun adını yine Kamal koyacağım. Bir erkek adıysa ne olmuş? Ne fark eder? Beni kimse kararımdan vazgeçiremez."
Ve de öyle yapmış.
***
Bununla övünen meslektaşlarımız var.
Bu hayranlığın benzer ve başka alanlara da yayılmasını isteriz.
Örneğin kızı olan CHP militanı da ona Kemal adını versin. Bayan Kemal Kılıçdarkızı gibi bir şey olsun...
Beğenmeyen Muharrem adını da düşünebilir, kız Muharrem...
"İsmet" ve "Deniz" iki yanı da tutuyor, orada sorun yok. "Altan" da öyle.
Peki "Bülent Hanım" ne olacak?
Bülent Ersoy var ya, o da olacak.
***
MASADA DEVRİM
Altılı masa "millet ittifakına" dönüşmüş!
Vallahi böyle diyorlar.
Çünkü daha önce hiç böyle bir şey duymamışız.
Eskiden "altılı masanın ortak adayı" derlermiş, şimdi "millet ittifakının ortak adayı" demişler. Bu büyük bir atılımmış.
Ortada aday yok ama sıfatı var.
Bunu yazmayı "gazetecilik" sananlar da var.
Bizim buralara hiç gelmesinler.
Ancak çay yaparlar, tost yaparlar, ortalığı süpürürler.
***
DÜNYANIN SONU
"Altılı masanın adayı Sayın Kılıçdaroğlu olmalı, başka türlüsü mümkün değil bunun."
İmza: Bilin bakalım kim olabilir?
Ben söyleyeyim: Muharrem İnce!