Cumhuriyet fazilettir, aydınlıktır, hayat demektir, yükselmeye kanat demektir, şudur budur ama "demokrasi" demek değildir.
Anlamamakta ısrar eden kazmalar için bir kere daha özetleyelim:
Cumhuriyet demokrasi demekse, niçin hemen daha ikinci senesinde diktaya yöneldiniz?
Tek parti diktasının adı ne zamandan beri demokrasi oldu?
Serbest Fırka'nın güçlendiğini görünce niçin çanına ot tıkadınız?
Demokrasiye döndük dediğinizin ertesi yılı sol partileri niçin kapattınız?
Nazi Almanyası da bir cumhuriyetti, Sovyetler Birliği de.
Saddam'ın Irak'ı da bir cumhuriyetti, İran da öyledir.
Kuzey Kore de bir cumhuriyettir.
Sevgili ahmaklar, bugün dünyanın en ileri demokrasileri, yani başta İspanya olmak üzere İngiltere, Belçika, Hollanda, Danimarka, İsveç, Norveç krallıktır.
Krallığa dönelim demedik.
Siz eşeksiniz dedik.

***

KEŞKE DOLUNAY PARTİSİ'Nİ DE...

BTP diye bir parti var... Bağımsız Türkiye Partisi... Çok kişi ne adını bilir ne varlığını...
Bu partinin başında da Hüseyin Baş diye bir adam.
Baş, altılı masaya katılmak istediğini bildirmiş.
Meral Hanım da çok sevinmiş, önümüzdeki "olağan masa toplantısına" kendisini davet edecekmiş.
Hüseyin Baş ne istiyor, bakanlık mı Meclis koltuğu mu?
Bağımsızlık isteyen bir partinin, Amerika'ya bağımlılık diye çırpınan bir CHP'nin yanında ne işi vardır?
BTP'nin oy oranı yüzde 0.10...
Masa bundan bile medet umuyorsa durumu gerçekten kötü.

***

EVİ BURASI DEĞİLDİ Kİ!

Fatih Sultan Mehmed'in bronz madalyonu İstanbul Belediyesi tarafından satın alınmış.
Bedeli 38 bin sterlin.
Satan, Christie's Müzayede Evi.
Gazete, "Madalyon evine dönüyor" demiş...
Madalyon 1481'de Napoli'de yapılmış, yapan Costanzo de Ferrara... Ferraralı Costanzo usta...
Bu madalyon ne ara İstanbul'a gelmiş de sonra kendini Londra'da bulmuş da şimdi "evine dönüyor" acaba?
Hani destekli atacaktınız?
Pompei'yi "Napoli şehrinin içinde bir yer" sananlardan başka ne beklenirdi ki?