Oturdum, "salim kafayla" Erşan Kuneri dizisini bir kere daha baştan sona seyrettim.
Küfürlere kızmaktan asıl meseleyi atlamışız.
Cem Yılmaz, bu dizide, eski Türk sinemasının birbirinden pespaye, birbirinden ilkel örneklerini yerden yere vuruyor.
Yerden göğe kadar da haklıdır. Yeşilçam, yıllar boyu binlerce ve binlerce "kurdele" üretmesine rağmen ortaya "Susuz Yaz"dan başka iyi film çıkaramamıştır.
Son sekansını çöpe atmak şartıyla "Üç Arkadaş" diyeceksiniz, o da Charlie Chaplin'den tornistandır.
Cem Yılmaz, sekizinci sınıf "yapımcı ve yönetmen" Erşan Kuneri ve onun sefil "ekibi" vasıtasıyla, çeşitli film türlerini makaraya sarmış:
Tarihi serüven, korku, bilimkurgu, polisiye, arabesk, devrimci köy, porno.
Bunlar, erkeği olsun kadını olsun, niçin bu kadar çok küfür ediyorlar?
Çünkü, porno yıldızları öyle konuşurlar.
Onu bırak, Türkiye'de hemen herkes öyle konuşur.
İkiyüzlü olduğu için de, kendisi sabah akşam ana avrat dümdüz giderken sinemada duyunca ya da gazetede okuyunca "avvv" der hemen.
Yaya geçidinden geçmeyenlere onca laf edip kendisi ilk fırsatta yolun ortasına atlayanlar gibi...
Amerikan alt tabakasını anlatan filmlerde dakika başı "shit" ve "fuck" kelimelerini duyunca bal gibi anladığı halde hiç rahatsız olmaz.
Burada, "ebenin avı" deyince, aa ne ayıp...
Erşan Kuneri dizisinde niçin birbirinden aptal, birbirinden sakil davranış biçimleri sergileniyor?
Çünkü Yeşilçam'da öyleydi de ondan.
Kızlar niçin orospuyu oynuyorlar?
Porno o demektir de ondan.
Erkekler niçin lumpen?
Yeşilçam'da öyleydi de ondan.
Yapımcı da lumpendi, oyuncu da, seyirci de.
***
Dizinin elbette daha zayıf bölümleri de var, daha başarılı bölümleri de var.
En başarılı bölüm, saf ve temiz "devrimci öğretmen" ve köy filmleriyle dalga geçen bölüm. (Çağlar Çorumlu'nun muhteşem "Nazlı" tipini hemen hatırlayalım.)
Arabesk filmlerle dalga geçtiği bölüm de müthiş, fakat korkarım seyircinin büyük bir kısmı bu bölümü "birinci dereceden" seyredecek, yani ciddiye alacaktır.
Rahmetli Ertem Eğilmez öyle bir film yapmıştı da, arabeskle dalga geçeyim derken gişe rekorları kırılmıştı...
Eh, burası Türkiye.
Tevazu göstermeyeceksin, bir, ironi yapmayacaksın, iki, sahi zannederler.
***
BİR HAFTA YOKUM!
2019 yılının temmuz ayından beri ilk defa tatil yapacağım, çok görmeyiniz. Çünkü "pandemi" iflahımı kesti.
Birilerine yakışıyorsa elbet bize de yakışacaktır.
Sizlerle bu sayfada 29 Haziran Çarşamba günü yeniden buluşalım...
Unutmayınız efendim, 29 Haziran Çarşamba.