Yeğenimin ikizleri var, özel bir okulda altıncı sınıfa gidiyorlar. Cin gibi afacanlar.
Geçen gün bunlar "yazılıya" girmişler.
Eskiden "yurttaşlık bilgisi" denirdi, biz öyle okuduk, şimdi "sözel" mi ne, saçmasapan bir isim uydurmuşlar. (Sözle sazla ne ilgisi varsa, din dersiyle coğrafyayı, tarihle psikolojiyi birbirine harman edip dayıyorlar. "Atatürkçülük dersi" bile varmış, ağzım açık kaldı.)
Bunlara monarşi nedir, demokrasi nedir gibi birtakım temel bilgiler veriliyor.
Ama yalan yanlış veriliyor.
Öğretelim derken çocukların kafalarını büsbütün karıştırıyorlar.
Çünkü ortalıkta "eğitimci" sıfatıyla dolaşan bazı kazmalar kendileri de bilmiyorlar.
"Suudi Arabistan monarşi midir teokrasi mi?" gibi budalaca sorular sorulmuş...
"İkisi de" diyemiyorsun, cevap anahtarında öyle bir "şık" yok.
Bu da eğitim oluyor.
Şuracığa yazalım, bir kere daha yazalım da açıklığa kavuşsun.
***
Bir ülke hem monarşi hem teokrasi olabilir.
Örnek, Suudi Arabistan.
Bir ülke hem cumhuriyet hem teokrasi olabilir:
İran.
Bir ülke hem monarşi hem demokrasi olabilir:
İngiltere,
İspanya,
Hollanda,
İsveç,
Norveç,
Danimarka.
Bir ülke hem cumhuriyet hem diktatörlük olabilir: Nazi Almanyası ve
Sovyetler Birliği.
Bu kavramların bir kümesi devletin yapısını, öbür küme yönetim tarzını belirler.
Elmalarla armutlar nasıl toplanamazsa, bunlar da toplanamaz.
***
"Cumhuriyet ile demokrasi aynı şeydir" demek,
"Ben eşeğim" demekle
eş anlamlıdır.
Ne yazık ki bazı kazmalar bunu halkımıza böyle öğrettiler.
Amaçları elbette Kemalizm propagandası yapmaktı.
Kemalizm uğruna yalan pompalanıyor.
Bir tarihte kazmanın biri de
"Çok partili sisteme geçmek için otuzlu yıllarda gerekli bütün önlemler alınmıştı" yazmaktan
utanmamıştı...
Çünkü bilmiyor, öyle sanıyor.
Çünkü ya öyle olmasını istiyor ya da ona öyle öğretilmiş.
"Bana bir tek örnek göster" demiştim, gösterememişti.
***
Bunları konuşurken ortaya acı bir gerçek daha çıktı:
Çok kişi, Stalin'i Sovyetler Birliği'nin cumhurbaşkanı ya da başbakanı sanırmış meğer!
Otuzlu yıllarda Sovyetler Birliği'nin devlet başkanı Kalinin adında bir zattı.
Mihail İvanoviç Kalinin.
Hatta bu kuklayı onurlandırmak için
Doğu Prusya'da ele geçirdikleri Königsberg şehrinin adını Kaliningrad yaptılar (bugün de Rusya Federasyonu'na bağlıdır.) Stalin yalnızca ve yalnızca SSCB Komünist Partisi Birinci Sekreteri'ydi.
Bu meyanda, Hitler de alt tarafı
"şansölye" yani başbakan oldu.
***
Kalinin'i solcu geçinen çoğu kazma da bilmez.
Ne bilirler ki?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz