Bir esas çocuk, bir esas kız ve dört de figürandan oluşan "altılar" gene toplanıp yemek yediler...
Bamya çorbası (hiç duymamıştım), enginar, kuzu sarması, salata ve tatlı. Bu sefer kereviz yok.
Amigolar haberciliği bilmiyorlar, salatanın ne salatası, tatlının ne tatlısı olduğunu yazmadılar. Haber eksik kaldı.
Peki bunlar toplanıp da ne yaptılar?
"Temel ilkeler ve hedefler" metnine imza atmışlar.
Bu kaçıncıdır?
Metinde bilmediğimiz hiçbir şey yok.
Yahu Muharrem İnce bile nicedir beklenen anketinde "yüzde 7'yi geçtiklerini" söylüyor... Yenilik yapıyor...
Bütün anketlerde yüzde 1, bilemedin yüzde 2, kendi yaptırdığı ankette yüzde 7'den fazla (ne kadar fazla?) Bu oran seçime kadar durduğu yerde arttıkça artar, yüzde 20'yi bile bulur vallahi.
Baksanıza, İyi Parti bile şimdiden yüzde 18'e varmış da bu ay yüzde 20 olacakmış!
***
İşin acı ve eğlenceli tarafı, "güçlendirilmiş parlamenter sistem" balonunu, Amerikan tabiriyle söylersek seçmenin artık "satın almadığını" anladılar.***
Genelgeçer ve boş laflar etmekten başka bir şey ellerinden gelmiyor.
Ama iktidara "çantada keklik" gözüyle de bakıyorlar.
Yazarları onları sürekli uyarıyor:
Bununla seçimi kazanamazsınız!
Hiç aldırmıyorlar mı, yoksa anlıyorlar da herhangi bir politika üretemiyorlar mı?
Onlara "ayarı" bizzat kendi gizli müttefikleri Selahattin Demirtaş verdi:
"Voltranı oluşturamadınız" dedi.
Ama çok güvendikleri Z kuşağı voltran moltran bilmediği için bu laf da güme gitti.
"O kadar çok ve gereksiz şeyi tam bir kakofoni içinde söylüyorlar ki, sonuçta hiçbir şey söylememiş oluyorlar" dedi Demirtaş.
"Hiç mi utanmıyorsunuz?
Lütfen artık kendinize gelin" diye de ekledi.
Utanacaklar ama şimdi değil, seçim gecesi...
***
KADER KURBANI
"İstanbul il başkanımız Silivri'de şu anda." Kemal Kılıçdaroğlu
"Kaftancıoğlu 4 saat cezaevinde kaldı." (Aynı gazeteden...)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz