Altmışlı yıllarda müthiş bir "köy, köylülük ve köycülük" modası vardı...
Duvara asılan makrameler, bağlamalar, tahta kaşıklar, yün çoraplar, Cahit Atay'ın köy oyunları, "İnce Memet" romanı, "Madımak" ve "Burçak Tarlası" türküleri...
"Kırlardan şehirlere" safsatası ciddi olarak birçok sosyalistin kafasını yoruyordu...
Yetmişli yılların başında bürokrasinin tokadını yiyince ayaklar suya erdi.
Bu moda, kırklı yılların CHP zihniyetinin 1960'ta vesayet yeniden kurulduktan sonra tıpatıp "yeniden üretimiydi", bu sefer sosyalizm sosuyla.
O camiada devrimci kızlar hep birer "bacı"...
İlişki de ancak "devrim nikahıyla" kurulabiliyor...
Artık geçmiştir sanıyorduk.
Bir de baktık, dimdik ayaktaymış.
***
Memur gazetesinde ciddi ciddi köy okullarının kapatılmasının "tarımı öldürdüğü" iddia ediliyor.
Kentlere akın olunca üretim durma noktasına gelmiş.
Böylece, Köy Enstitüleri'nin "köylüyü köyünde tutmak için" icat edilmiş bir atraksiyon olduğunu farkında olmadan kabul ediyorlar.
Farkında değiller çünkü düşünmezler, öğrenmezler, sorgulamazlar, kendilerine dayatılanı papağan gibi tekrarlarlar.
Okullar kapatılınca "köy yaşamı" hepten bitmiş.
O yaşam, İstanbullu Necmi Paşazade Ahmet Bey'in köylü Ayşe'de bulduğu yaşam olsa gerek... Bir operet fantezisi...
Marangozluk eğitimi tarımı canlandırıyormuş, o bitince öteki de bitmiş.
Mandolinle Mozart çalıp Maarif Klasikleri'nden Sophokles okuyamayınca köylü şapa oturmuş.
Bu arkadaşlara "sanayileşme" olgusundan kimse söz etmemiş mi yahu?
Köy öğretmenliği toplumsal kalkınmanın lokomotifi olacakmış...
Cumhuriyet tarihi boyunca bu böyle olmuş...
Hayır, Milli Şef diktası boyunca. O da sözde...
Ama Kılıçdaroğlu'na sorarsanız o "Atatürk'ün Köy Enstitüleri'ni kurarak işe başladığını" söyleyecektir.
Eh, kılavuzu Kemal Bey olan da iktidara gelmek için daha nice yıllar bekleyecektir.
Yakın zamana kadar hemen herkesin köyde bir akrabası olur, onlardan büyük bir erzak desteği gelirmiş...
Sanayileşme ve şehirleşmeyi bizden yüz elli yıl önce tamamlamış Fransa'da, hiçbir Paris amelesine diyelim Auvergne köylerinden erzak yardımı yapıldığı duyulmamıştır.
Köy diye sayıklayan şehirli zavallılara, Erşan Kuneri dizisinin en başarılı bölümü olan "Kooperatif Kemal"i izlemelerini tavsiye ederim.
Bunlara eş olarak da Nazlı yakışacaktır ya...
Amma özlerlermiş faşizmi yahu!
***
NEDEN ACABA?
"Van'ın bizim açımızdan özelliği bir belediye başkanımızın bile olmaması." Kemal Kılıçdaroğlu
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz