Hadi itiraf etsinler, döviz kurları düşünce lağım gibi oldular.
Demek ki bu döviz bir çıkar bir inermiş.
Çıkarmak için de indirmek için de birtakım "enstrümanlar" varmış, bunlar kullanılırmış.
Merkez Bankası'nın kuru dengelemek için sattığı döviz de "buhar" olmuyor, ekonomiye giriş yapıyormuş bir şekilde.
Erdoğan'ın "kur garantili mevduat faizi" açıklaması üzerine bir günde 1 milyar dolar bozdurulmuş bankalarda ve büfelerde...
Köpüğü alındı!
Umdukları ve bekledikleri çöküş başka bahara...
***
Gorbaçov döneminin son aylarında
Moskova'daydım.
1 dolar resmi kurdan 1 ruble 35 kapik, karaborsada 35 rubleydi.
Hemen hiç kimse turistten ruble kabul etmiyor, ille dolar istiyordu.
Çünkü insanlar ayda ortalama 5 ila 8 dolar maaş alıyorlardı.
Bir taksi tuttuk, bize, dedik, şöyle iki saat şehrin
"tarihi ve turistik yerlerini" gezdir... Kaça olur bu iş?
Herif düşündü... Türkler'i kazıklasın ama nasıl kazıklasın?
"Five dollars" dedi... Eliyle de beş yaptı.
Öyle ya, bir aylık geliri.
"Aman yürü hemşerim" dedik.
Bizim parayla o zamanın yirmi bin, bugünün altmış lirası.
Gezdik dolaştık, sıra parayı ödemeye geldi.
Tartışma çıktı...
"Ben vereyim... Yok, yok, ben vereceğim... Bak ölümü öp... Koy o parayı cebine... Senin paran burada geçmez... Bak ant verdim..."
Taksicinin gözleri faltaşı
gibi açıldı.
Para vermemek için olay çıkaran herhalde çok görmüştü ama para
"vermek" için tartışanları ilk defa görüyordu...
***
Bir manav dükkânı. Vitrininde elma-armut resimleri var.
Resimleri.
Girdim, içeride beyaz başörtülü iki kadın. Biri tezgâhta, biri kasada. Mağaza görevlileri.
Amma ve lakin dükkânda hiçbir şey yok. Yarım kilo çürük elma bile yok. Tamtakır. Fare düşse kafası yarılır.
O kadınlar sekiz ton meyve satsalar da ayda iki yüz ruble alacaklar, elli gram meyve de satsalar ayda iki yüz ruble alacaklar.
***
"Glasnost" ve
"perestroyka" dönemi ya, heves etmişler,
otelin lobisine bir pizzacı açmışlar.
Fakat aç kaldık, çünkü akşam saat sekizde kapanırmış.
Dükkân dolup taşsa da yönetici ayda iki yüz ruble alıyor, bir tek müşteri olmasa da. Kapıyı kilitleyip gitse de.
***
Kimse maval okumasın, biz ekonominin ideolojiye nasıl kurban edildiğini biliriz.
Yaşayarak görmüştük.
***
ÜÇÜNCÜ ADAY
"Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyareti sırasında CHP Genel Merkez Kedisi Şero sessiz bir şekilde basın açıklamasını dinleyen heyetin arasından gelerek iki genel başkanın önünden geçti." (Gazetelerden...)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz