Bu memlekette siyasi parti sayısı 116'yı bulmuş.
Canı sıkılan parti kuruyor.
Hiçbir varlık gösteremeyeceğini, hatta çoğu seçime bile giremeyeceğini bile bile.
İnsan bunu neden yapar?
Gazetelerde adı geçsin, belki televizyonda da sözü edilsin diye.
İkincisi, evde canı sıkılmasın, lumpen kahvehanesinde okey oyununa mahkûm olmasın diye.
Parti kurdum dümeniyle genel merkezde kumar oynatıp mano toplayanlar var, onları adam yerine koymuyoruz da...
Meşhur olduklarını mı sanıyorlar?
Çok kısa bir süre olabilirler tabii.
Hani maçlarda, kamera onu gösterince sevindirik olup durduğu yerde zıp zıp zıplayanlar gibi...
Kim demişti, "Yirmi birinci yüzyılda herkes ünlü olacak ama on beş dakikalığına" diye?
O süre şimdi bir buçuk saniyeye düştü.
***
Bir siyasi partinin adının bir anlamı olması gerekir.***
Cumhuriyet Halk Partisi, evet, adına sonradan eklenmiş de olsa cumhuriyetin partisidir ama halkın partisi değildir.***
"Adalet ve Kalkınma Partisi"nin ne anlama geldiği son derece açık seçiktir.
"Milliyetçi Hareket Partisi" de öyle.
"Halkların Demokratik Partisi" de "halklar" kelimesiyle kimliğini ve niyetini belli etmektedir.
Oysa "İyi Parti" ne demektir?
Kahvaltılık tereyağı reklamı gibi...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz