İlhan Selçuk muydu Aziz Nesin mi, Kemal Tahir'in ölümü üzerine "Fırtına dindi" demişti...
Ferhan da bir fırtınaydı, geldi geçti.
Çoğu fırtına gibi bazı dostlukları da devirip yıkarak...
Çok kişinin "Acaba ne yazacak?" diye merakla beklediği bir yazıyı yazmak çok zordur.
Yazarsam ters yazmak, kimseciklerin bilmediği gerçeklere girmek gerekecek. Bunu yapamam. Çok kişi gibi basmakalıp şeyler de yazamam. Elimden gelmez.
Onunla 1966 yılında tanıştık.
Bazı oyunlarda birlikte oynadık.
Birlikte içtik, birlikte serserilik ettik. Binlerce anımız var, hiç abartmıyorum.
Sonra biz büyüdük ve kirlendi dünya...
Yavaş yavaş birbirimizden uzaklaştık.
Neredeyse yirmi beş yıldır görüşmüyorduk bile...
Sor şimdi kızlarına, beni tanımazlar.
***
Melih Altınok, onun için "Zaman içinde radarımdan çıktı" demiş...
"Bu durumda, bir ara gündelik politikanın sığ düzlemine dahil olması etkili oldu sanırım" diye de eklemiş.
Ne yazık ki altına imzamı atarım.
Televizyon kamerasına yekten "Ordu darbe yapsın" demişti de, "Arkadaş sarhoştur, kusuruna bakmayın" diye kurtarmıştık...
Kişisel nedenler de vardı tabii, ben ondan hep "Sevgili dostum" diye söz ettim, o bana hep hakaret etti. Araya kırgınlıklar girdi.
Canı sağolsun, diyecektim, ruhu şad olsun.
Hangi seçimdi hatırlamıyorum, oyunu Türkiye Komünist Partisi'ne vermiş, "Sandığa bir kırmızı karanfil bıraktım" demişti... Şairdi.
Umarım TKP de cenazesine bir çelenk gönderme inceliğini gösterir.
"TKP'lerden hangisi" derseniz de siz haklısınız.
Tiyatroyu çok çok iyi bilirdi, başka şeylere de pek aklı ermezdi.
Kolay kolay gelmeyecek bir adamdı, Türkiye'ye fazla büyük.
Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz