Darbeci paşalar içeri girdiler, bizim laikçi yazarlarda bir telaş, bir üzüntü...
Ortada mahkeme kararı olduğu için fazla da konuşamıyorlar, lafı dolandırıyorlar, satır aralarını okumamızı istiyorlar.
Bunlar yaşlı başlı insanlarmış, hapishaneye girmelerine gönülleri razı olmuyormuş.
"Koskoca paşaların" rütbeleri mi sökülürmüş, kanun böyle dese de...
Erdoğan'ın bunları affetmesi gerekirmiş.
Darbeden bu yana yirmi dört yıl geçmiş, "bu saatten sonra" neyin hesabı görülüyormuş?
Erbakan darbeden sonra dört ay daha oturmuş, "kendi iradesiyle" istifa etmiş...
Zaten hiç de şikâyetçi olmamış.
Demek ki bu bir darbe sayılmayabilirmiş!
"Batı Çalışma Grubu" haksız yere bir "cunta" olarak nitelenmiş... "Kanarya Sevenler Topluluğu" daha uygun bir tanım olurmuş herhalde...
Oysa adamcağızlar laikliğin korunmasından başka bir şey istememişlermiş...
Ellerinden gelse "Paşalar haklıydı" diyecekler, diyemiyorlar.
Benzer bir durumla karşılaşacakları "muhayyel" günleri bekliyorlar.
"Zinde güçler kötü gidişe dur dedi" falan gibi manşetler atacakları günleri...
Biraz da, yıllarca askeri vesayete karşı çıkmış Demirel'in 1997 yılında kendini nasıl inkâr ettiğini, orduya nasıl "tam teslimiyet" gösterdiğini tartışsalar daha iyi olurdu.
***
Kendilerine bir tek şey soracağım:***
Ben de şimdi soru sormamı gerçekleştiriyorum: