CHP İstanbul İl Başkanı, cesedi deniz kıyısına vurmuş mülteci bebek Aylan'ın resmini koymuş, üstüne de "128 milyar dolar nerede" diye yazmış. Bir sosyal medya kepazeliği.
Aylan'ın ölümünün sorumlusu Tayyip Erdoğan'mış.
Çünkü 128 milyar dolar olsaymış Aylan ölmezmiş. (Demek istemiş.)
Bu kadın bir partinin il başkanı.
Bu kadın devrimci. Yani devrim yapacak.
Yapacağı devrimin nasıl bir şey olacağını tahmin edebilirsiniz.
Ama bir şeyi, tahmin değil, kesinkes anlayabilirsiniz:
Bunlar bu kafayla seçimi mutlaka kaybedecekler.

***

EEE, NE OLMUŞ YANİ?
Eski alışkanlıklarından kurtulamadılar.
Kafalarında "kabine değişikliği" diye bir kavram var, eskiden önemliydi.
Başkanlık sisteminde hiç önemli değildir. Çünkü bakanlar, başkanın çeşitli işleri "tedvire memur ettiği" görevlilerdir.
Biri gider, biri gelir. Başkan onları her istediği zaman değiştirebilir.
Hükümet değişmez, devrilmez, düşmez.
Zehra Hanım gider, Derya Hanım gelir. Ruhsar Hanım gider, Mehmet Bey gelir.
Başkan, bakan sayısını 17 de yapabilir, 28 de... 8'e de indirebilir, 38'e de çıkarabilir.
Bu mu daha sağlıklı, yoksa koltuk sayısı tutturabilmek için "aslında karı atılan" birtakım kıyı motellerinde transfer borsası kurup parayla bakan satın almak mı?

***

OSMANLI'DA ŞEYMA MES'ELESİ
Şeyma diye bir kadın var. Magazinciler onu çok sevdiler.
Eskiden de Rita Fink diye bir kadın vardı, onu da yakından izliyorlardı. Soyadı çok anlamlıydı.
Aslında bunu sevmediler de, eski kocasından okkalı bir nafaka koparınca gıcık kaptılar.
Çünkü kocası da, İngilizce niyetine konuştuğu Tarzanca ve tavan yapmış özgüveniyle, "toplumun dibinden gelip sınıf değiştirmenin" somut örneklerinden biriydi. Ona bulaşamıyorlardı çünkü adam medya patronu olmuştu, bir ekmek kapısının tokmağını elinde tutuyordu.
Böylece, Şeyma'nın "sergüzeştleri" sayfa sayfa magazin basınını esir aldı.
Şeyma çok yorulduğu için Maldiv Adaları'nda tatil yapıyormuş.
Bir adadan diğerine geçmesi gerekince, Mısırlı son sevgilisi Muhammed buna uçak kapatmış.
O da sosyal medya denilen ortamda ahmaklara bunun reklamını yapıyor. "Ben eşsizim, çok özelim" demiş.
Bir zamanlar, dolmuşta yer kapatmak, "ön tamam" ya da "arka tamam" demek bile yadırganır, görgüsüzlük sayılırdı.
Siz oturun da, güçlendirilmiş parlamenter sistem yerine "güçlendirilmiş ahlak sistemi" nasıl kurulur, onu düşünün.

***

AMA UCUNDA ÖLÜM DE VARDIR
"Yiğide savaş bayramdır." Kemal Kılıçdaroğlu

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz