Müjdeler olsun, Atatürk'ün hiç bilinmeyen bir fotoğrafı bulunmuş.
Tutankamon'un mezarının bulunması gibi bir durum...
Ne yazık ki hain dünya bu buluşa hiç önem vermeyecek.
Fotoğraf, Atatürk'ün Antalya'yı ziyaretinde çekilmiş, 6 Mart 1930...
İşe bak, tam da yıldönümü.
Hiçbir özelliği olmayan, sıradan bir resim. Yanında Afet Hanım var. Yürüyorlar. Arkasındaki kişinin Kazım Özalp mi yoksa o bölgedeki kolordu komutanı mı olduğu tartışılıyormuş.
Tartışın, tarihe ışık tutarsınız. Çok önemlidir.
Ee? Ne var bunda?
Hiçbir şey. Ama gayretkeşliği süslemek zorundasın.
O zaman ekleyeceksin: Antalyalılar, büyük önderi "Hoş geldin, sefalar getirdin, yaşa var ol Gazi" sesleriyle karşılamışlar.
İzmir'den Aydın, Denizli, Isparta ve Burdur'a geçmiş. Oradan Antalya'ya gelmiş.
Saat 16.00 sıralarında varmış Antalya'ya, Kepez'den doğru.
Burada laf bitiyor, ama hiç olmazsa yarım gazete sayfasını doldurmak zorundasın. Tam sayfa olsaydı daha iyiydi ama malzeme yok, fotoğraf da öyle tam sayfaya çekilecek bir özellik taşımıyor.
O zaman fotoğrafın "öyküsüne" gireceksin: Havva Hanım bunu bir "kutsal emanet" olarak yıllarca saklamış, sonra komşusu Gülsevim Hanım'a vermiş, eh o da Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Antalya Şubesi'ne bağışlamış.
İyi saklasınlar, hatta seçim zamanı çıkarıp "ikona" misali ortalıkta dolaştırsınlar, CHP'ye oy istesinler.
Belki de Muharrem'e, ne bileyim.
***
Afet İnan otuzlu yıllarda "Türk tarih tezi" adı verilen zırvayı ortaya attı.
Hani vardır ya, Orta Asya'dan göç yolları falan, o işte. İlkokulda her sınıfın duvarında haritası asılıydı.
Birilerini o kadar etkilemiş ki, Ahayalılar'ı "Aka Türkleri", bunların başbuğu Agamemnon'u da "Ağa Memnun" lakaplı bir Türk kralı sanırlar...
Afet Hanım, Mimar Sinan'ın türbesinden iskeletini çıkarttırıp kafatasını ölçen kişidir. Sinan'ın Türk olduğunu kanıtlamak için.
Peki kanıtlamış mı? Kanıtlamış.
Sinan Türk çıkmış, çünkü kafası "brakisefal"...
Türkler brakisefal olurlarmış, Türk olmayanlar dolikosefal.
Ben de kafamın tepesi neden sivri diye üzülüyordum, sevineyim bari.
Aah ah, nerede o otuzlu yıllar... Altın çağ...
***
KAZA KIRIM
Şehitlerimize üzülürken kafama takıldı:
Meğerse "kaza kırım" olmuş.
Yetmiş yıldır Türkçe konuşurum (yok canım, bebeklik dönemimi saymazsanız yetmişe yakın), ilk defa duyuyorum.
Ne demek bu? Hangi Frenkçe kelimenin karşılığı? Kim neresinden yumurtladı da kim üstüne balıklama atladı?
Bir de "bulaş" var tabii, o da yeni çıktı sayılır.
Türk'e Türkçe öğretiyorlar.
Kafamız da brakisefal ama ne yapalım...