Bilmem farkında mısınız, uzun zamandır "sosyaldemokrat" kelimesi dolaşımdan kalktı.
Ne Kılıçdaroğlu telaffuz ediyor, ne hempaları, hatta ne de Muharrem.
Birisi "demokrasi" satmaya çalışıyor, öteki "Atatürkçülük ve milliyetçilik"...
Birlikte olmaları artık mümkün değil, ayrı ayrı iktidara gelmeleri de sözkonusu değil.
Sosyaldemokrat niyetine Murat Karayalçın'la Hikmet Çetin kaldılar, fakat onlar da politikacı kimlikleriyle çoktan "dolaşımdan" kalkmış insanlar.
Nitekim, son gelişmeler üzerine "partiyi bölmeyin" şeklinde ağlamaktan başka bir şey yapamıyorlar.
Sosyaldemokrasi de zaten bu insanların ancak "zihinlerinde" mevcuttu...
Bir temenni, bir özlem... O kadar.
Bunların bir partisi vardı, SHP...
Sosyaldemokrat Halkçı Parti...
CHP'nin 12 Eylül cuntası tarafından kapatılmış olmasından yararlanıp piyasaya çıkmıştı.
Başlarında İsmet Paşa'nın oğlu!
İktidar ortağı oldular, Demirel'e stepnelik ettiler ve CHP yeniden açılır açılmaz da silinip gittiler. Tarihe karıştılar.
Erdal İnönü, Demirel'i hayran hayran seyretmekten başka bir şey yapmadı.
Bunlar iktidar ortağı olduklarında 100 olan reel geçim endeksi, iktidardan gittiklerinde 30'a düşmüştü...
Sosyaldemokrat olduğunu iddia eden bir parti iktidardaydı ve emekçi halkın geliri yarıdan fazla azalmıştı!
Çünkü sosyaldemokrasi Türkiye'de içi boş bir kabuktan ibarettir.
Ecevit bile bu lafı bırakmıştı da "demokratik sol" diyordu.
O da ne zaman hükümet kurduysa ekonomiyi batırdı.
Ve de tarihin tozlu sayfalarına göçtü gitti.
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Sosyaldemokrasi, eski anlamıyla bütün solu kucaklayan, yeni anlamıyla da "çalışan insanın" daha iyi yaşaması için barışçı yollardan uğraşan demektir.