Bu yazıyı yazarken yeni uygulama ve kısıtlamaları görüşmek üzere kabine toplantı halindeydi.
Benim görevim kararları aktarmak değil, onları gazetenizde ayrıntılarıyla okuyacaksınız zaten.
Benim görevim, "ikircikli" şeylere dikkat çekmek.
Karara bağlandı mı şu anda bilmiyorum, kahvehane ve restoranlarda (lokanta restoran oldu maşallah, bakkal da market), doluluk oranının toplam masa sayısının içeride yüzde 30'u, dışarıda yüzde 50'si ile sınırlanması konuşuluyordu...
Müşteri de masada en fazla 45 dakika oturabilecekmiş!
Bilim Kurulu'nun önerileri bunlar. Ya da gazeteler bir yerlerinden yumurtluyorlar.
Gırgırı da kendi kendini doğuruyor.
Kural tanımayan lumpenler bu işin suyunu nasıl çıkarabilirler?
Şöyle:
"Oğlum burada on masa var, onu da dolu!"
"Abi aslında bizde yirmi masa var, yarısı dolunca kalabalık etmesin diye diğer on masayı kaldırdık, onun için size böyle görünüyor..." "Oğlum şu müşteri bir saattir oturuyor!"
"Abi herkesin başında kronometre mi tutayım? Sen nasıl ölçtün?"
"Hesabı istedi de para üstü bekliyor... Almadan mı kalksın?"
"Bir ara memişhaneye gitmişti, o süreyi toplamdan düşünce kırk beş dakika dolmamış sayılır."
"Dün bir müşteri vardı, çabuk çabuk yemeye kalkınca lokması boğazına kaçtı, adamcağız rahmetli oldu."
"Uzatmaları oynatmayacak mısın abi? Kırk beş artı dört yapalım..."
"Bak ama ceza yazacağım..."
"Yaz abi, nasıl olsa ödeyecek değiliz..."
***
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Değerli profesörlerimiz tıptan anladıkları kadar halktan da anlasalar daha rahat edeceğiz.
Bundan on yıl kadar önce bir tarih profesörü bana "Aziz Yıldırım kim" diye sormuştu...
Bu, okumuşu.
Cahili de Aziz Yıldırım'ı "Fener Rum Patriği" sanıyordu!
***
CANI SIKILAN PARTİ KURUYOR
İsmail Koncuk, İYİ Parti'den üç ay önce ayrılmıştı, şimdi bağımsız milletvekili.
O da parti kuracakmış.
Ama, Ümit Özdağ ile beraber kuracakmış.
Bu parti "vatansever, Atatürkçü ve milliyetçi" olacakmış.
O cephede akşam pazarı kızışıyor.
Oy pusulası uzadıkça uzuyor, kâğıt ve mürekkep masrafı artıyor, devletin parası gidiyor.
Ya MHP'ye dönsünler ya da Muharrem'e gitsinler.
Tasarruf sağlansın.