Ne ilgisi varsa, koronavirüs salgını bahane edilip birinci lig 21 takıma çıkarıldı (kusura bakmayın, "süper lig" demek hiç içimden gelmiyor, ortada süper denebilecek hiçbir şey yok.)
Bazı Anadolu takımlarına "kıyak" yapıldı yani.
Küme düşmesi gereken takımlar düşürülmediler. (Böylece "kümeye, kümeye" diye tezahürat yapmanın da bir anlamı kalmıyor.)
İkinci ligden gelen takımlar da onlara eklenince (ona da birinci lig diyorlar, en diptekine de "centilmenlik ligi" desinler!)... Lig şişti.
Çocuklar, bırakın kış tatilini, doğru dürüst hafta tatili bile yapamıyorlar, üç günde bir spiker ağzıyla "zorlu mücadele" yapmaktan perişan oldular. Bu durumda sakatlıklar da birbirini kovalıyor.
Peki bu yıl ne olacak?
Düşmesi gereken dört takımı gene ligde tutarlarsa, dört takım da aşağıdan gelirse, lig 25 takıma çıkar!
O zaman üç günde bir maç da yetmez, "gün aşırı" top koşturmak gerekir...
Öte yandan, ligin "eski dengesine" kavuşması için bu sene dört değil sekiz takımın düşürülmesi şart!
Öbür türlü, bu sezon sergilenen sefalet, seneye de tekrarlanır.
Yirmi bir eksi sekiz olacak ki buna artı dört eklensin ve gene on yediye ulaşılsın...
Bunları düşünen var mı, necip spor basını?
Hangi babayiğit bu "radikal" kararı verebilecek, soruşturan var mı?
Ama siz bunları boşverin, arslan kükredi, kartal pençe attı, kanarya bilmemne yaptı...

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

KUR ABİ KUR

Nur topu gibi iki partimiz daha doğmak üzereymiş.
Yok, Muharrem'inki değil.
Avukat Özcan Pehlivanoğlu'nun (o da kim?), bir "sözümüz var hareketi" varmış...
Memlekette hareket eden edene...
Bir tarihte vilayetlerden birinde deprem olmuş, vali devrin sadrazamı Ahmet Vefik Paşa'ya telgraf çekmiş: "Vilayetimizde hareket hasıl olmuştur."
Vefik Paşa telgrafla cevap vermiş: "Memnun oldum, nerede hareket orada bereket!"
İşte bu "sözümüz var hareketi" de İstanbul ve Ankara'yı bitirmiş, şimdi İzmir, Mersin, Gaziantep ve Erzurum'da da örgütlenme çalışmalarına başlayacakmış.
SVP, Sözümüz Var Partisi.
"Muhalefetteki boşluğu dolduracaklarmış"...
Cem Yılmaz'ın kulakları çınlasın, şerif Lloyd'un karısı Betty de "ezilen kadınların sesi olacağım" diyordu da, Susan Van Dyke ona "bu sesle mi" diye sormuştu...
Bu harekette esas olarak Meral Hanım'ın HDP'yle al takke ver külah politikasından memnun olmayan İyi Parti'liler yer alıyorlar.

***

Emekli polisler de bir parti kurmuşlar, Vatan ve Hürriyet Partisi...
Kurucu başkan Yalçın Doğan.
Eh, kahvede oturup onu bunu çekiştirmekten iyidir. Ihlamurunuzu genel merkezde içiniz.
Kedi de alın.

***

Keşke Kayserispor'un eski oyuncularından Biseswar, Yunanistan'a gitmeseydi de burada bir parti kursaydı: Bir Ses Var Partisi...
Ne yani, onun sesi ses değil mi?