Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi, Ümit Özdağ İYİ Parti'den kovuldu.
İsmail Koncuk da istifa etmiş.
Bunlar, kendi çevrelerinin dışında geniş kamuoyunda pek tanınmayan isimler. Ya da ben çok cahilim.
Emine Ülker Tarhan da öyleydi.
Parti kurdu, şişti.
Ümit Bey de kuracakmış. Olacağına bak.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Daha önce MHP'den de kovulduğu için oraya dönemiyor galiba.
Mustafa Sarıgül de partisini kurmuş, gene pek tanınmayan isimlerle. Bir "sosyete hanımı" bile var aralarında.
Bence Şeyma'yı da alsınlar.
Muharrem İnce'nin "ekibi" de öyle, kimse tanımıyor.
Bütün bu insanlar halka ne söylüyorlar, onlara niçin oy verilsin?
Boş laf ediyorlar... Sarıgül "bereket için" geliyormuş, Türkiye sofrasını kurmak için Ankara'daymış.
Meral Hanım da iktidara gelince halka çok güzel yemekler pişireceğini söylüyordu!..
Buna, tıpkı borsada olduğu gibi, "keriz silkeleme" denir.
Onların dillendiremediklerini ben söyleyeyim: Parti kuralım da bütün bütüne yok olup gitmeyelim, gazetelerde ve televizyonda adımız geçsin, sonra günü geldiğinde "asıl" partimizle pazarlığa oturalım ve kapabildiğimiz kadar Meclis koltuğunu garantiye alalım...
Öbür türlü, seçmenden ne alabilecekleri bellidir.
Muharrem İnce'ye de "beni memişhane kapısına oturttular" diye ağlamanın ne getirebileceği bellidir.
***
Hanımlar beyler, niçin can çıkmadıkça huy çıkmıyor?***
Bu memlekette canı sıkılan turşu kurar gibi parti kuruyor, siz de kurun bakalım.