Tamı tamına elli yıl oluyor, 1970 sonbaharı...
Yurt dışına gitmek istiyordum, daha önce iki kere çıkmıştım, tadı damağımda kalmıştı.
Devletin izin verdiği 200 dolar döviz, o günkü kurdan 3 bin lira tutuyordu. Eski dolar ve eski lira...
Babamda bu para yoktu.
Bir tek yol kalıyordu: Bu parayı bir şekilde kazanmak.
İnşaatta amelelik yapacak halim de yoktu ya, çiçeği burnunda bir üniversite öğrencisiydim.
Yol belliydi: İpana Bilgi Yarışması!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Sinema konusunda girdim. Bir kitabında bana "düşman" demekten utanmayan Atilla Dorsay da jüride...
Birkaç soru bildim, 3 bin lirayı garantiledim.
Ya "tamam" diyecek ve parayı alıp gidecektim, ya da "devam" diyecek ve bu parayı riske edip iki katına, 6 bin liraya ulaşmayı deneyecektim...
Düşündüm: Amacıma varmak için 3 bin lira bana yeterliydi. Kumar oynamaya gerek yoktu, zaten sevmem.
Tamam dedim. Rahmetli Orhan Boran "bakalım bilecek miydiniz" diyerek bir sonraki soruyu da sordu...
Kıytırık bir şenlikte ödül kazanmış sıradan bir İsveç filmi... Bilmiyormuşum!
Parayı hemen orada önüme saydılar, üç adet mor binlik.
O parayla Paris'te bir ay dolandım.
***
Papağan isimlerini bilerek 125 bin lira kazanan Hikmet de tamam demiş.
Uzun uzun düşünmüş, 250 bin liralık soruyu istememiş ve 125 bini alıp gitmiş.
"Bu para ailem için büyük bir para" demiş, elli yıl önce 3 bin lira da benim ailem için öyleydi.
Maç anlatan arslanların ağzıyla "hiç riske girmemiş, topu taca atmış"...
Kardeşine tablet bilgisayar alacakmış.
Benim kardeşim de yoktu, o zamanlar bilgisayar da.
Kızmayın canım, o paranın neredeyse yarısını Fransızca kitaba yatırdım.
*
Ve çürükçü
Yirmi küsur yıl önceki Titan rezaletinden sonra şimdi de Turcoin rezaleti patlak vermiş.
Bitcoin gibi Turcoin... Turkish uyduruk para...
Çakalın biri kendini "dünya genelinde 25 milyon müşterisi ve 5 milyar dolar cirosu" olan bir işadamı diye tanıtmış, "size Turcoin satayım" diye 12 bin kişiyi çarpmış.
Çarptığı para 200 milyon lira.
Parayı da karılarla yemiş.
Uyanık geçinenler evlerini satmışlar, arabalarını satmışlar, arkadaşlarından borç almışlar, bankadan kredi çekmişler, bu "Türk kripto parasına" yatırmışlar. İçlerinde emekli astsubaylar, polislikten "matrut" vatandaşlar, öğretmenler, otel müdürleri de var.
Paranın bir kısmı şimdi Büşra ile İlknur'da!
Evet, savcının da dediği gibi kumarda her zaman kasa kazanır, kısa yoldan köşe dönmeye çalışanlar da zaman zaman yamulurlar işte böyle.
O mahur beste çalar, Hikmet'le ben de gülüşürüz.