FETÖ tutuklu ve hükümlüleri birbirlerini şöyle yüreklendiriyorlardı:
"Hocaefendi rüyasında görmüş, önümüzdeki hafta çıkıyorsunuz!"
Hatta bunların içinde peygamber efendimizi muntazaman koğuşta görenler de vardı, gelip cumaları kıldırıyormuş...
Ara sıra diğer peygamberler de gelirlermiş, örneğin Hazret-i İsa da perşembe günleri gelirmiş namaz kıldırmaya.
Papa duymasın, adam zaten Ayasofya'ya üzüldü ve içi acıdı, İsa'nın namaz kıldırdığını da bir duyarsa fücceten gidiverir maazallah.
Kayış kopunca daha neler görür insan rüyasında, neler...
Adnan Hoca'nın kedicikleri de sık sık rüya görüyorlarmış.
Yok, öyle abdest tazelemeyi gerektiren rüyalardan değil. Herhalde onları da görüyorlardır ama kızların bilinçaltlarına karışacak değiliz.
Kedilerden Ulviye rüyasında Adnan'ı görmüş.
Brad Pitt'i görse daha iyi ederdi, hiç olmazsa bir işe yarardı.
Rüyaya göre, yakında tahliye oluyorlarmış.
Bu arada tutuksuz yargılananlar ve seyirciler de kızları "çok güzeller maşallah" diye alkışlamışlar.
Adnan da onları rüyasında görüyor mudur?
Biz görememiştik gençlik rüyalarımızda şöyle kediler yahu... "Botoks" henüz icat edilmemişti...
Şimdi artık görüp göreceğimiz de komşunun kedisi Boncuk.
***
Baban zurna çalar mıydı?
Cem Yılmaz'ın "aman Anadolu'ya giderken pembe gömlek giyme" diye ciddi şekilde uyardığı Vedat Milor ortaya yeni bir muamma attı. Korona virüsünden bunalmış kamuoyunun buna çok ihtiyacı vardı.
Hatırlarsanız, bir süre önce de "menemene soğan konur mu konmaz mı" diye büyük ve kapsamlı bir tartışma başlatmış, değerli basın mensupları bu konuda maalesef ikiye ayrılmışlardı.
Oysa ayrıştırmaya ve ötekileştirmeye hayır dediğimiz şu günlerde, milli birlik ve beraberliğimizi zedelemeyecek bir orta yol bulunması gerekiyordu...
Vedat Milor tam tersine gene ayrıştırıcı bir yol seçti:
"Çay şekerle mi içilir şekersiz mi içilir?"
Basının amiral kayığı bu çok önemli tartışmayı manşetten işledi.
Sosyal medya adı verilen manyak ortamı da bu konuda ikiye bölünmüş...
Mal ergenleri niçin bölüyorsun Vedat?
Çayı sevmezmiş, çocukluğunda sekizdokuz şeker atarak içermiş, daha sonra hepten şekersiz içmeye başlamış ama gene sevmemiş.
"Toplumsal kutuplaştırma" yaratmak istemiyormuş, galiba "tatlandırıcı kullanın" deyip işi tatlıya bağlayacak...
Acar basın mensuplarımızdan görevlerini tam olarak yerine getirmelerini ve bir dahaki söyleşide kendisine daha can alıcı sorular sormalarını bekleriz:
"Vedat Bey, babanız Oktay Bey zurna çalar mıydı?" sorusu kamuoyunu aydınlatıcı bir örnek olabilir.