Çocuklar için hazırlanan kitap, film ve dizilere kazıkların niçin bu kadar büyük ilgi gösterdiklerini hep merak ederim...
Yıldız Savaşları'nın yeni bölümüne bilet alabilmek için geceden kuyruğa girip Amerika'nın "orta batı" kasaba sinemalarının kapısında sabahlayan ak sakallı hamburger şişkoları... Trump'ın seçmenleri...
İster "Star Wars" olsun, ister "Harry Potter", isterse "Yüzüklerin Efendisi"... Tabii "Superman", yok efendim "Spiderman", "Batman" falan, onları hiç saymıyorum. Karınca adam bile var galiba...
Ellili yıllarda da bir "katil domatesler" filmi vardı, "Killer Tomatoes"... Vallahi.
Kaç kere heveslendim, "vardır bir hikmeti, herhalde ben kalın kafalıyım" diye izlemeye kalktım, ı ıh, gitmiyor. On dakikadan fazla yürümüyor.
Çünkü yaşım kemale erdi...
Çünkü bunlar çocuk eğlenceleri.
Superman'a pek düşkündüm ama 1958 yılında!
Bunları Türk basınının kendini sinema eleştirmeni sanan maaşlı reklamcıları da öve öve göklere çıkarmıyorlar mı, buna ayrıca ifrit oluyorum.
Hemşerim çocuk dergisi değil o, gazete çıkarıyorsun.
Şimdi bir kazma çıkar, benim "saflığımı kaybettiğimi" falan söyler.
Ben de şöyle derim: Amerikan emperyalizminin bütün dünyayı "bönleştirme" çabası böylece kanıtlanmış ve de ne yazık ki başarı kazanmış oluyor.
***
Harry Potter'in yazarı J.K.Rowling derler bir kadın, biliyorsunuz.
Hiç ummadığı bir başarıya ulaştı ve milyarder oldu, buna kendisi de şaştı.
Ve de "büyüklere mahsus" konularda da fikir yürütmeye başladı.
Twitter'da bir şey yazmış, tepki görmüş.
Konu, transseksüeller. Daha fiyakalı deyimiyle "transbireyler"... Hani Behiye Abla olarak tanınan Behiç Abi gibi...
Rowling'e kızıp dövmesini kazıtanlar varmış.
Evet ya, birçok salak, filmdeki "ölüm yadigarlarının" dövmesini orasına burasına yaptırmışmış meğer... Dallı güllü saçma sapan bir desen.
Şimdi sildiriyorlarmış. "Tiksinenler" bile varmış.
Dövme yaptırırken çekilen acıyı hiç anlayamadığım gibi, sildirirken çekilen "ekstra" acıyı da anlamış değilim.
Hadi denizcilerin kollarına yaptırdıkları "deniz kızı" dövmesi falan tamam da, Harry Potter'in bilmemnesi...
Rowling ne yazmış diye baktım, ondan da bir şey anlamadım.
Diyor ki: "Eğer cinsiyet gerçek değilse, aynı cinsiyete karşı çekim diye bir şey yok demektir. Eğer cinsiyet gerçek değilse, tüm dünyada kadınların yaşanmış gerçekliği silinmiş demektir. Trans insanları tanıyorum ve seviyorum ama cinsiyet kavramını silmek, pek çok kişinin hayatlarını anlamlı bir şekilde ele alma kabiliyetini ortadan kaldırır."
Eee? Ne var bunda? Pek çok yarı-aydının parçalayabileceği türden bir lügat..
Hiç öyle dövme kazıtacak bir laf değil.
Ya ben kalın kafalıyım, ya da Amerikan kültür emperyalizmi çok güçlü.
Ya da bunları haber diye yazan gazetenin sonu kötü. Yarı-aydınlarla da bu iş bu kadar yürüyor.