Bu sapıklık bazı çevrelerde kırk yıldır geçerlidir: 1971 ve 1980 darbeleri kötüymüş ama 1960 darbesi iyiymiş... Üçünü de yapan aynı zümre...
Peki 1997 darbesi hakkında ne düşünüyorlar, Erbakan'a karşı?
1807 darbesini (Kabakçı Mustafa) onaylamazlar ama 1876 (Mithat), 1908 ve 1913 darbelerini (Enver) herhalde seveceklerdir.
1730 darbesini de beğeneceklerdir (Patrona Halil)...
Peki Genç Osman'a karşı yapılan 1620 darbesi hakkında ne düşünüyorlar? Söyleseler de öğrensek.
Duydularsa öyle bir şey...
Ama bizim Osmanlı'yla ne ilgimiz var, değil mi efendim? O dediğin okulda çocuklara öğretilir, o kadar.
***
Ortaya sürdükleri fikir, 1960 darbesinin 1961 Anayasası'na yol açmış olmasıdır.
Bu anayasanın "ilerici" olduğunu söylerler. "Argümanları" budur.
Çünkü sola açıkmış.
Sola açık olan anayasa komünizme kapalıydı. Faşizme açıktı ama.
Böylece komünistler "demokrat sosyalist" maskesini takmak zorunda kaldılar.
Bu korku içlerinde o kadar yer etmiş ki, çoğu bugün bile göğsünü gere gere "ben komünistim" diyemez, "emekten yanayım" falan gibi yuvarlak lafların ardına sığınır.
1961 Anayasası, o güne kadar saman altından yürüyen "bürokrat vesayetini" içselleştirdi, kurumsallaştırdı, memlekete lök gibi oturttu.
Atatürkçü olduklarını söyleyenler, Atatürk'ün hiçbir zaman aklından bile geçirmediği, TBMM üstü bir "senato" icat ettiler. (Bu "TBMM üstü" tanımı size bir şeyler hatırlattı mı?)
"Atatürk niçin gerek görüp de bir senato kurmamıştı" sorusuna cevap veremiyorlar.
Bu senato, sivil iktidarı denetleyecek ve "Menderes gibi yaramazlık yapmasını" engelleyecekti...
Bir kısmı seçimle belirleniyordu ama bir kısmını cumhurbaşkanı atıyordu... Demokrasiye bak... Bunlar da esas olarak emekli bürokratlardı...
Bir kısmı da, darbe yapan heriflerden "kayd-ı hayat" şartıyla oluşuyordu, yani ömür boyu... Demokrasiye bak...
Memur hegemonyası böylece kurumsallaşıyordu...
On yıl sonra, gene aynı bürokrasi, "ilericiliği fazla geldi" diyerek kendi anayasasını gene kendisi tırpanladı.
CHP de memur partisi olarak Meclis'te buna çanak tuttu.
Bürokrasi istediği zaman özgürlük veriyor, istediği zaman geri alıyordu.
Hani İsmet Paşa'nın 1925 yılında çok partili hayatı yasaklayıp 1945 yılında geri vermesi gibi!..
2016 darbesini de çay içerek televizyondan izlediler ve Tayyip Erdoğan'ın öldürülmesini beklediler.
İlericilik oluyormuş bu böylece.
*
Biraz da gülelim
"CHP'nin darbe rejimleriyle herhangi bir ilgisi olmamıştır."
Faik Öztrak, CHP Sözcüsü