Geleneksel 1 Mayıs arbedesinde DİSK gene dayak yedi.
Oysa kutlamak da yasaklanmamıştı, anıta çelenk koymak da. Virüs salgını dolayısıyla "kalabalık etmemek" gerekiyordu. Maske takmak, sosyal mesafeyi korumak, falan filan.
Birçok sendika temsilcisi "efendi gibi" bu "ritüeli" yerine getirdi. Sanki boyları da uzadı.
Ama bazıları, geleneksel "polisle çatışmaya girme" zevkini yaşamak istediler. Yoksa "polisten dayak yeme" zevkini mi demeliydim?
Bu hoşlarına gidiyor.
İçlerinde CHP ve HDP'liler de vardı.
Bunlar şimdi "eylem" mi yapmış oldular?
Anıta çelenk koymak işçi sınıfının mücadelesini "yükseltti" mi yani?
Sonuç "karanfil ziyanlığından" başka bir şey değildir.
***
O anıta niçin ille de çelenk koymak istiyorsunuz yoldaşlar? Niçin başka bir noktaya değil de anıta? (Nitekim, Kazancı Yokuşu'nun başına çelenk bırakan bir grupçuk da çıkmadı değil, kendilerine Türkiye Komünist Hareketi adını veriyorlar... Ama bu saygı duruşunu sokağa çıkma yasağı başlamadan önce ve şu ünlü sosyal mesafeyi korumaya özen göstererek yaptılar, polis de saygıyla izledi. Bu çok daha anlamlıydı.)
Yıllarca ve yıllarca 1 Mayıs kutlamalarını ve gösterilerini yasaklamış olan devlet büyüklerimize şükranlarınızı mı arz ediyorsunuz? Size şizofren derler.
O anıtta Frunze ve Voroşilov da var...
Yoksa otuz yıl önce yıkılmış bir devletin başarısız kurucu ve yöneticilerine de mi "
arz-ı übudiyet" ediyorsunuz?
Ya da şöyle sorayım: Ne yaptığınızın farkında mısınız?
Ya da şöyle sorayım: Sizde "
biz ne yapıyoruz" diye beş dakika durup
düşünme yeteneği var mı?
Siz daha, 2020 yılında bile, kendine "
komünist" ya da "
sosyalist" demeye korkan, geçen yüzyılda yaptığınız üzere "
devrimci" gibi genelgeçer ve yuvarlak bir kavramın ardına sığınan insanlarsınız.
İçinizde beş dakika olsun "
2020 yılında insanlara, halka, işçilere ne söyleyebiliriz, ne vaat edebiliriz, ne verebiliriz" diye düşünebilen var mı?
Atatürk'e saygı duruşunda bulunan HDP'liler... Güldürmeyin bizi.
"
Fikir sefaletinizi" polis dayağıyla yani fiziksel sefaletinizle perdelemek sizi mutlu ediyor.
Basında birkaç dıngıl "
yaşasın 1 Mayıs" çığlıkları atınca da bir iş başardığınızı,
olumlu tepki aldığınızı sanıyorsunuz.
En iyisi, Mikis Theodorakis'in hem de çok ünlü "
O Andonis" şarkısından göz göre göre araklanmış marşınızı söyleyin...
Günlerin bugün getirdiği baskı, zulüm ve kandır...
Polisten dayak yiyin ki bu cümle bir ölçüde geçerlik kazansın...
Bakınız günümüzde finans-kapital bizi amansızca sömürüyor, özel bankalar iliğimizi kemiğimizi kuruttu, yemediğimiz kazık kalmadı.
İki cümle de bu konuda etseniz keşke!
Koskoca, bir zamanlar yeri göğü titreten, anlı şanlı DİSK'in bu durumlara düşmesi yürekleri dağladı.
Yok yahu, kimsenin bir yerine bir şey ettiği yok, lafın gelişi öyle dedim.