Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Hitler demokrasisi

Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok ilginç bir özelliği var: Bir palavra sıkıyor, sen ne söylersen söyle, ne kadar düzeltmeye çalışırsan çalış, ona sımsıkı sarılıyor ve sık sık da tekrarlıyor...
Örneğin Atatürk'e cumhuriyetin en başında Köy Enstitüsü de kurdurdu, ölümünden sonra, kırklı yıllarda kanun da çıkarttırdı...
İlkokul öğrencisi söylemez.
Ve bunu ikide bir tekrarlamaktan utanmadı.
İnanılmaz bir pişkinlik ve vurdumduymazlık...
Yoksa "cahil cesareti" mi demeliydim?
Bu özellik koskoca bir partinin genel başkanına değil, kasabaların belediye panayırlarında nutuk atan altın dişli taşra politikacılarına yakışır. Hani bir zamanlar onlarla "patates fabrikası kuracak" diye dalga geçilirdi... Kayseri'ye liman yapanlar da görülmüştü...
Eh, yurt dışından doktoralı yirmi beş bin gencimizin çalışacağı paketleme sanayii kenti de bundan pek farklı değil ki...
Bir Allah'ın CHP'lisi çıkıp da "sen ne saçmalıyorsun" diyemedi, diyemiyor...
Bakınız geçen gün ne dedi, adı "parti grubu toplantısı" olan ama aslında her salı günü basına yapılan düzenli bir "siyasi show"a dönüşmüş o matinede... Daha önce de demişti:
"Demokrasisi gelişmemiş hiçbir ülke ekonomik olarak da kalkınmaz."
Bundan daha büyük bir palavra da olmaz.
Ama içinde demokrasi, ekonomik kalkınma gibi "sihirli" kelimeler geçiyor ya, salla gitsin...
Nasıl olsa parti grubunda hiçbir CHP milletvekili çıkıp da "saçmalamayın sayın genel başkanım" diyemez.
Benimle birlikte siyasal bilimler okumuş olan Ünal Çeviköz hiç diyemez.
Eh, bunun utancı da ona yetsin.

***

Demek ki İngiltere, sanayi devrimini, altı yaşında erkek ve hatta kız çocuklarını kömür madenlerinde günde on dört saat demokratik bir şekilde kırbaçla çalıştırarak gerçekleştirmiş...
Demek ki Amerika zenci köleleri demokratik biçimde pamuk tarlalarına sürmüş...
Demek ki Almanya, yerlere düşmüş, batmış, iflas etmiş bir durumdan "Hitler demokrasisi" sayesinde üç-dört yılda gene bir süper devlete dönüşmüş...
Demek ki Rusya, geri kalmış bir tarım ülkesi olmaktan kurtulup "Stalin demokrasisi" sayesinde uzaya çıkar duruma gelmiş...
Demek ki Japonya, "samuray demokrasisiyle" dünyada uçak gemisi üretebilen üç devletten biri olmuş...
Şimdi demek ki Güney Kore, eskiden bir Japon sömürgesiyken, demokrasi sayesinde otomobil üretiyor, cep telefonu üretiyor...

***

Peki biz niçin şimdiye kadar dişe dokunur bir halt edememiştik?
Ne yani, bizde demokrasi yok muydu?
Demek ki yokmuş.
Nasıl olur, Ruhat Mengi'nin deyimiyle "Atatürk Türkiye'ye demokrasiyi getirmişti" ya...
Şimdi de yok ki, Kemal Bey getirecek.
Belki o zaman şeker fabrikası bile yapar. Orman çiftliği de kurar, bol bol ayran içeriz.
Banka kurmasına gerek yok, bankası zaten var.
Eh, ekonomik kalkınma dediğin de nedir ki, yol mu yapılacaktı, köprü mü, havaalanı mı, tüp geçit mi? Savunma sanayii mi kurulacaktı, tank, helikopter, uçak mı üretilecekti yani?
Böyle kalkınma mı olur? İnsanları otuz beş yaşında emekli edersen, kalkınma diye ona derler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA