İt oğlu itin biri sosyal medya adı verilen çukurda bir kıtır atmış.
Buna göre, "şehit sayısı aslında yüzün üzerindeymiş ama gizli tutuluyormuş, çünkü bu sayı elliyi geçerse Anayasa'ya göre hükümet istifa etmek zorundaymış..."
Takma adının önüne bir de "profesör" ünvanı uydurmuş hergele.
Bunu söyleyen ya psikopat ya da FETÖ'cü. Bu ikisinin arasında da fazla bir fark yok.
Korkunç olan bu şerefsizlik değildir. Alıştık.
Korkunç olan, bu ülkede buna inanacak ve inanan insanlar bulunmasıdır.
FETÖ de buna güveniyor zaten.
***
Neremi neremi?
Ünlü bir şarkıcımız (eskiden dansözdü), İdlib'de verdiğimiz şehitler üzerine "insan olan yerlerim çok ağrıyor" demiş...
Yani insan olmayan yerleri de mi varmış?
Bunların nereleri olduğunu merak ettim, görmek isterdim doğrusu..
***
Kapalı çakra kalmasın
Yurt dışından da bir örnek:
Bir şarkıcı hanım dövme yaptırmış. Dövmeciye hayatını anlatmış, o da bu açıklamanın ışığında çalışmış. Hanımın sırtındaki dövme, "yaşadığı ruhsal uyanmayı sembolize ediyormuş, cennetten sürgün edilen bir melek, kutsal üçleme anlamındaki üç güvercin tarafından kaldırılıyormuş ve iç ışığı da ona daha yüksek bilinç için rehberlik ediyormuş" Kara kanatlarının çözümlemesi de geride bıraktığı kötü günleri anlatıyormuş...
Boşuna mı demiştik çakralarınızı açtırın, ışığı göreceksiniz diye?
***
Fil yasak
Çakraları kabak çiçeği gibi açık bir hanımdan tatil tavsiyeleri:
-File binmeyin!
-At, eşek ve deveye de binmeyin.
-Yavru arslan ve kaplanlarla fotoğraf çektirmeyin.
-Yunuslarla yüzmeyin.
Bendeniz fırsat buldukça Paris, Viyana, Berlin gibi beldelere giderim.
Bildiğiniz gibi Paris'in fili, Viyana'nın arslan ve kaplanı, Berlin'in yunusu çok ünlüdür.
Bunlara binemeyeceğime göre ne yapayım?
Ortalama turistlerimiz gibi kendimi kumara ya da zamparalığa mı vurayım?
Birincisinden nefret ederim, ikincisi için yaşım geçti.
En iyisi metroya bineyim.
Ama orada da virüs çıkabilir!
File binmeyelim derken ambülansa binme tehlikesi var.
***
Değerli arkadaşlar
Çok kibar bir beyefendi olan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara yönelik "topuğunuz kıçınızda Putin'e gidiyorsunuz" dedi.
Değerli refikimiz Milliyet bunu sansür ederek "Putin'e koşuyorsunuz" şekline çevirdi. Böylece Kemal Bey'i "kurtarmış" oldu.
Bunu yapan, sözkonusu gazetenin Ankara bürosu.
Hani bu değerli arkadaşları istihdam etmek isteyecekler çıkar diye söylüyorum. Orada harcanıyorlar.