Muhalefet partilerinde insanlar niçin birbirlerini yerler, öteden beri merak ederim.
Ortada bir "iktidar pastası" da yok.
Neyi alıp veremezler? "Ben senden daha iyi seçim kaybederim" kavgası mıdır bu?
Hani gerçekten iktidara "yürüyor" olsalar, "müstakbel pasta" diyeceğiz, onun da bir türlü piştiği yok.
CHP içinde kopan fırtınaları hep biliyoruz.
Fakat bir başka partinin, İYİ Parti'nin içinde yaşananlar, parti "marjinal" olduğu için güme gidiyor.
Neredeyse günaşırı bir istifa haberi...
Bu iş, yirmi yıl önce "gençlerin partisiymiş" diye ipini kırıp Genç Parti'ye koşan, sonra da hayal kırıklığına uğrayan ergenlerin işine benzedi.
Partide "deprem" olmuş da... Allah beterinden saklasın, ya virüs çıksaydı?...
İlçelerden birinin belediye başkan yardımcısı istifa etmiş. Bu önemli değil.
Fakat bir de milletvekili istifa etmiş.
Üstelik de genel başkan yardımcısı, yani Meral Hanım'ın siyasi "subreti"...
Tuba Vural Çokal... Antalya'dan... Hiç duymuş muydunuz?
Hayır, biz de şimdi duyduk.
Meral Hanım, Antalya örgütünde iki ilçe başkanını görevden almış. Mesele buymuş.
İlahi Tuba Hanım... Kılıçdaroğu İstanbul'da "çatlak ses istemiyorum" diyerek Canan Hanım'dan başkasının aday olmasını engelliyor da koskoca CHP'de korkudan kimsenin sesi çıkamıyor...
Siz, daha durun bakalım, dün bir bugün iki...
Partinin il başkanlığı, görevden alınan iki ilçe başkanı hakkında "itibarsızlaştırma ve tezvirat kampanyası" yürütürmüş...
Ne güzel, sımsıcak, ılgıt ılgıt sevgi kokan bir parti... Tıpkı CHP gibi...
Hani ortada devrim mevrim olur da, "evlatlarını yiyor" deriz, o da yok.
***
Şaşacak bir şey yok, Meral Hanım "Kemal ağabeyinden" öğrendiklerini uyguluyor.***
Eh, cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Meral Hanım "mahsuscuktan" istifa ettiğinde düşünecektiniz... Ama onsuz bir İP nasıl düşünülebilir? Parti değil ki, hanımın altın günü.