Meral Hanım'a "2023'te de cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız" diye sormuşlar, daha doğrusu sıkıştırmaya çalışmışlar, Meral Hanım lafı kıvırmış.
"Bu milletin, hepimizin nefes almaya ihtiyacı var. Bu seçmenin tekrar mutsuz olmasına sebep olmayız" demiş.
Yani, aday olmayacak.
Olup da oyların yüzde 7'sini çöpe attırmayacak.
Yazık, bize güzel yemekler pişiremeyecek... Cumhurbaşkanı olsaydı öyle yapacaktı. (Fakat "Beni çatı adayı yapın" diye tutturursa gülmekten yerlere düşeriz.)
Öte yandan Selahattin Demirtaş'ın aday olup olmayacağını da merak ediyorlar.
O da olmayacak.
Yüzde 8 de oradan "ziyan" olur çünkü.
Temel Reis'in ne yapacağını kimse merak etmiyor.
"Davutoğu ve/veya Babacan aday olur" diyeni de kötü makaraya sararlar...
Öte yandan ben size 2023'ün kesinleşen ilk adayını söyleyeyim:
Doğu Perinçek!
Ama Dolunay Partisi Genel Başkanı Sayın Serdar Okuyucu'nun durumunu bilemem tabii.
Bir sürpriz yapabilir!

***

Hem Abdullah Gül'ü "çatı adayı" olarak pazarlamaya çalışıyorlar, hem de korkuyorlar.
Ya İmamoğlu "müthiş başarılarından" dolayı kendi kendini gaza getirir de 2028 gibi planladığı cumhurbaşkanlığı adaylığını öne çekerse?
Ya bir çıkıntılık ederse yani?
Kılıçdaroğlu izin vermez ama ya onu da dinlemezse?
Seçimi kesinlikle kaybederler.
Peki Akşener'in ve/veya Demirtaş'ın aday olmamaları onlara yetecek midir?
Yüzde 8 yüzde 7 daha, yüzde 15 eder.
CHP'nin kabaca yüzde "20 küsur" oyu olduğunu, Muharrem İnce gibi bir adayın bile bunu yüzde 30'a çekebildiğini hatırlayalım.
Yüzde 7 artı yüzde 8 artı yüzde 30, eder yüzde 45.
Tabii faşistlerin ayrılıkçı Kürtler'le aynı kaptan su içmeyi içlerine sindireceklerini varsayıyoruz!... Utanmayacaklarsa.
Tabii Kemalist CHP seçmeninin "İslamcı Gül"e oy vermeyi içine sindireceğini de kabul ediyoruz!... Utanmayacaklarsa.
"Kırıntı oyları" da toplayalım, yüzde 45'i bulurlar da, yüzde 50 artı bir oyu bulurlar mı?
Kırıntı oy derken, yüzde 1-2 de Davutoğlu-Babacan falan...
Ayrıca, kim İP ya da HDP oylarının "blok halinde" Abdullah Gül'e yığılacağını söylüyor? Bunu kim garanti ediyor?
Bu işin sonu "Ekmeleddin İhsanoğlu olayına" benzeyecek.
Ama seçimden sonra Kılıçdaroğlu çıkacak, "Bu seçimin bir tek kaybedeni vardır, o da Tayyip Erdoğan'dır" diyecek.
Gülmeyeceğiz bile.
Acaba "Gülen" güler mi, yoksa küplere biner mi?

*

Yerli ve milli doğum

Amerika artık "doğum turizmi" yapmak isteyenlere vize vermeyecekmiş.
Yani artık burjuva karıları "Çocuğumun doğum yeri Amerika olsun da 'otomatikman' Amerikan vatandaşlığını da alsın" diye karınları burunlarında uçağa atlayamayacaklar...
Tüh. Eskiden bu çocukların ABD'ye başkan olabilmeleri bile mümkündü!
Böylece ebeveyn de, Türkiye'de "işler sarpa sararsa" çocuğunun pasaportuna yaslanıp tüyemeyecek. Para kaçırdıysa o ayrı.
Şimdi bizimle biraz daha eşit duruma gelsinler bakalım.