Magazinci olsam çoktan isim takmıştım bile: "Skandalların kadını"...
Gamze Akkuş İlgezdi... Ataşehir'in belediye reisi Battal İlgezdi'nin eşi. Aynı zamanda CHP milletvekili.
İlgezdi ailesi İmamoğlu gibi yüksek perdeden atıp tutmuyor, sessizce iş bitiriyor.
Gamze Hanım çok solcu bir hanım. Sağ elini göğsüne bastırıp sol yumruğunu kaldırarak selam veriyor. Bir, iki, üç, daha fazla Vietnam, Ernesto'ya bin selam...
Tesadüfe bakın, Battal Bey de Ekrem İmamoğlu gibi solcu mu solcu bir inşaat müteahhidi... Tam 17 apartman dairesi varmış. Bunları kızının ve eşinin "üstüne yapmış"... Ayrıca 30 dairenin de akrabalarının üstüne olduğu söyleniyor.
Solcu İlgezdi ailesinin malvarlığı, alçakgönüllü bir tahminle 17 milyon lira.
Gamze Hanım çok solcu olduğu için kendisine birçok yerde ayrıcalık tanınmasını istiyor. Hani, "ben sıradan bir konuk değilim" diyen ve zıt fikirler öne sürülmesinden hoşlanmayan demokrat İmamoğlu gibi.
Bunlar iyi ki solcu... Ya bir de sağcı olsalar ne halt edecektik?
Gamze Hanım saçını yaptırmaya gitmiş. İyi ki altmışlı yıllarda hayatta değilmiş, yoksa "burjuva zevklerine sahip olmakla" suçlanacaktı kendi mahallesinde...
Fakat sıra beklemek istememiş.
Eh, kocası koskoca başkan. Kendisi de koskoca saylav... Geldiği yer kamutay...
Bunlar bir yerlere başkan oldukları zaman kendilerini devlet başkanı olduk sanırlar.
Manikürcü o sırada başka bir müşteriye baktığı için Gamze Hanım sinirlenmiş. Kuaför salonunu terketmiş.
Kuaför de belediye tarafından mühürlenmiş.
Bu, Gamze Hanım'ın "ilk vukuatı" değilmiş. Daha önce de kuaföre hep randevusuz gider ve hemen ilgi beklermiş. Bakmadıkları zaman olay çıkarırmış, "akabinde" de dükkan mühürlenirmiş...
Gamze Hanım, "ülkede kadınlar ve çocuklar için yapmak istediğim çok şey var, ben insanlığa hizmet etmek istiyorum" diyor.
Kadınlara "kuaförde sıra beklemenin faziletlerini" öğreterek işe başlayabilir.
Ne yazık ki böyle şeyleri Köy Enstitüleri'nde ders olarak okutmadılar.
***
Halk TV adında, CHP militanlarından başka pek kimsenin izlemediği küçük bir kanal var.
Parası yok. İşleri kesat. Geçenlerde 2 milyon dolar gibi o sektörde komik bir paraya yurt dışında yaşayan bir işadamına satıldı. (Pardon, erkek iş insanına.)
Bunlar da adam başı 3 bin liraya bilet satmışlar, düzenledikleri "dayanışma gecesine"... Otelle adam başı 160 liraya anlaşmışlar, 2 bin 840 lira televizyona kalıyor.
"Umutlarını paylaşmak için" üçer bin lirasını kestikleri insanları o gece aralarında görmek istemişler... Aynı zamanda 2020'ye merhaba gecesiymiş bu... Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener gibi devlet büyüklerinin "canlısını görmek" imkanı da doğacakmış, daha ne?
Fakat umutlar paylaşılamamış, yeni yıla da selam sarkıtılamamış. Çünkü gece yapılmamış.
Paralar da iade edilmemiş.
Keleğe gelen CHP ileri gelenleri şimdi kıyameti koparıyorlar.
Ne ağlıyorlar? Dandik bir kitaba 2 bin 500 lirayı gözünü kırpmadan bastıran, "halkın televizyonuna" da 3 bin lira gömmüş, çok mu?
Aaah ah, Atatürk hayatta olacaktı ki...
*
Düzeltme ve özür
Kral Edward'ın Prens Harry'nin "annesinin amcası" olduğunu yazmıştım. Kalemim sürçmüş, doğrusu elbette "babaannesinin amcası" olacaktı...
Önemli bir konu değil ama gene de özür dileyerek düzeltiyorum.