Bir Alman bunkerine girdiğim zaman çok heyecanlanmıştım.
Fakat paslı topların yanısıra boş bira şişeleri, pet şişeler, hatta dışkı... Beton duvarlarda da birbirleriyle tanışmak isteyen eşcinsellerin telefon numaraları...
Normandiya kıyılarındaki bunkerler çok bakımsızdı.
Ama Fransızlar oralara tur düzenliyorlar ve tıkır tıkır da para kazanıyorlardı. Er Ryan'ın ziyaret ettiği Yüzbaşı Miller'in mezarını görmek istemez miydiniz?
Omaha Beach'te kumsala indim, oradan "kafamdan" Almanlar'a ateş ede ede kum tepelerine saldırdım...
Unutulmaz bir gün yaşadım.
Herhalde deli demişlerdir.
***
Bizim "Çakmak hattını" daha yeni keşfetmişler. Çatalca-Büyükçekmece arası, Mareşal'in Trakya'dan doğru muhtemel bir saldırıya karşı inşa ettirdiği kendi bunkerlerimiz... "Korugan" yani...
"Maginot hattı" gibi Çakmak hattı, bir o kadar da işe yaramaz.
Fakat bunlar daha da bakımsız. Çöp yığını dolu. Demir kapıları da çoktan sallasırt edip götürüp hurdacıya satmışlar birileri.
Acaba biz de bu koruganları "turistik" amaçlarla değerlendiremez miyiz?
Ama oralarda hiç çarpışma olmadı.
Alman ordusu Trakya'ya saldırsaydı ne kadar dayanabilirdik?
Belki 24 saat, belki 48 saat.
Babam Trakya'da askerdi, mutlaka ölecekti, ben de olmayacaktım.
Elinde (anlatırdı), birinci savaştan kalma tüfek varmış.
Hayatında ilk defa "kıt'a dur, bit kır" komutunu duyunca da çok şaşırmış.
İstanbul çocuğu Türkiye'yle tanışmış.
Günün birinde Cihangir çocukları da tanışacaklar inşallah. Hani şu "lidersiz parti" isteyenler varmış ya, Babacancılar.
***
Apartman topuklu erkekler
Birileri şu "metroseksüel erkek" modasını sonunu kadar götürmeye kararlılar anlaşılan.
Bu tip, "taşfırın erkeğine" karşı öne sürülmüştü. Bakımlı ama azıcık da kırık erkek.
Hanımlar hangisini tercih ederler bilemeyiz.
Şimdi erkeklerde bir de "topuklu" modası çıkmış. Pek çok ünlü marka erkekler için yüksek topuklu ayakkabı tasarlamaya başlamış.
Topuk yüksekliği on santimetre!
Yahu ben daha düz yolda yürüyemiyorum...
Canbazlık gerektirecek.
Dik yürümeniz mümkün değil, mutlaka kalçayı kıvıra kıvıra gideceksiniz, kılıcını çekip saldırıya hazırlanan Samuray gibi.
Bu topuklu ayakkabılardan "marka" olanların fiyatı bizim parayla 7 bin papel.
Lumpenler alıp da giyemezler.
Bazı gazetecilerimiz alabilirler.
Fakat bir soruştursunlar, üretici firma "yol kazalarını" karşılıyor mu?
Yol kazası derken, ayağı takılıp düşmeyi kastetmedik. Burası Türkiye.