Gazetelerde çıkmadı çünkü ciddiye alan olmadı.
"Tayyip düşmanlığını" görev edinmiş bir Internet sitesi yazdı, hani şu "Babıali'de işi bitmiş" yazarların son sığınağı olan site.
Meral Hanım, "Babacan veya Davutoğlu bizden milletvekili isterse veririm" demiş.
Çünkü buna alışıkmış, kendisi de bu yollardan geçmiş.
Ne güzel, sözde milletin vekili olarak Meclis'e giriyorsun, sonra seni birilerine veriyorlar...
Ödünç tabii.
Veren de sonra geri alıyor.
Emir ve komuta zinciri içinde "çık partiden" diyor başkanın, çıkıyorsun. "Gir şu partiye" diyor, giriyorsun. "Tamam yeter, geri dön" diyor, dönüyorsun.
İnce politika...
Sana oy vermiş olan vatandaşlar hiç önemli değil, çünkü onlar sana oy vermediler ki, partine verdiler.
Dolayısıyla seçmenine "çıkabilir miyim, girebilir miyim" diye de sormuyorsun.
Sen kimin vekilisin? Adını sanını da kimse bilmiyor.
Parti başkanının "piyonusun" yalnızca. El kaldırıp el indiren cinsinden.
Hiç utanmıyorsun, ne çıkarken, ne dönerken.
"Böyle rezalet olmaz sayın genel başkanım" diyemiyorsun. Kuzu gibisin maşallah.
Sizin parti, ağanın köylüleriyle birlikte sattığı Güneydoğu Anadolu köyü mü hemşerim?
***
Bu rezaleti Kılıçdaroğlu başlattı.***
Şimdi Meral Hanım da az biraz verecek...
Üç beş Davutoğlu'na, üç beş Babacan'a...
Utanmadan alacaklar.
Yaptıklarına da "politika" diyecekler.
Siz, en iyisi, birleşin.
İyi Gelecek Partisi olun mesela... Zaten Meral Hanım da "İYI Parti Türkiye'ye iyi gelecek" dememiş miydi, demek ki Allah söyletmiş.
Babacan partisinin ismini açıklasın, ona da bir "mazmun" buluruz.
Dikkat edin de, günün birinde Abdüllatif Şener gibi kendinizi hep birlikte CHP mebusu olarak bulmayın!
O zaman size gülmezler bile.
Şimdi de pek gülmüyorlar ya...
***
Diyosuuun
"CHP komploların içinde bulunabilecek bir parti değildir."
Engin Özkoç, yatta tatil yapanlardan biri