Kaç bin kere söylendi, yazıldı, çizildi...
"Kimse kimsenin kılığına kıyafetine karışmasın, isteyen açılsın, isteyen kapansın" denildi. Özgürlük olsun, demokrasi olsun istendi.
Hayır, saldırıyorlar. Umurları değil.
Yaptıkları, ayırımcılığın daniskası. Kin ve nefrete tahrik.
Bir yobaz açık saçık gezen bir kadına saldırırsa kıyameti koparıyorlar, fakat kendileri kapalı gezen kadınlara saldırma hakkını kendilerinde görüyorlar.
Çünkü "bu memleket onlarınmış"...
Yerlere göklere sığdıramadıkları bir "cumhuriyet kızı" televizyonda bas bas bağırıyordu: "Siz kim oluyorsunuz, bu memleket bizim!"
Evet, eskiden memleket bürokratlarındı.
Artık değildir.
Bunu biliyorlar, bunun hıncıyla da iyice edepsizleşiyorlar, çirkefleşiyorlar.
Faşist basın da gazı verdikçe veriyor tabii.
Bu insancıkları bu kadar doldurursanız iş de buraya varıyor.
***
Karaköy'de bir kadın, başörtülü kızlara saldırmış.
Öylece, durduk yerde.
Kızlar bir eylem, bir taşkınlık mı yapmışlar, pankart mı açmışlar, slogan mı atmışlar?
Hayır. Yollarına gidiyorlarmış.
Hakaretler yağdırmış, başörtülerini çekiştirmiş, kızlardan birine de yumruk atmış. Hem de iki kere. Kız ağlamaya başlamış. Çok korkmuş, titriyormuş.
"Pis tesettürlüler" diye bağırmış o kadın.
Öylece, durduk yerde.
Eskiden çarşaf yırtarlardı...
Fakat "başörtüsüne" saldırmaya da hiçbiri cesaret edememişti...
Şimdi artık iyice zıvanadan çıktılar.
İktidardan kesinlikle gittiklerini ve bir daha gelemeyeceklerini idrak ediyorlar.
Öfkeleri bundandır.
Bu çaresizlikle "birilerinin Tayyip'i öldürmesini bekleyecek kadar" da yerlere düşmüşlerdi...
Utanmadan "çağdaş uygarlık düzeyinden" söz etmeyi bilirler ama...
Onlar nasıl uygun görürlerse öyle olsun istiyorlar, onlar başlarını açıyorlarsa herkes de açacak, onlar tayyör giyiyorlarsa herkes de giyecek, onlar CHP'ye oy veriyorlarsa herkes de verecek.
Asker her gün tıraş oluyorsa sivil de olacak.
***
"Ben cumhuriyet kadınıyım" diye bağırmış saldırgan.