Süleyman Demirel'in "anıt mezarı" açılmış.
Anıt "kabir" demek Demirel'i Atatürk'e "eş koşmak" anlamına geleceğinden, kabir demiyorlar, mezar diyorlar.
Biri Ankara'da, öteki Isparta'da.
Kabir Rasattepe'de, mezar Çalcatepe'de.
Mezar, kabirden sonra "kurulduğu alan bakımından" Türkiye'nin en büyük anıt mezarıymış...
Mezar 58 bin metrekarelik bir alana yayılıyor.
Şaka değil, 58 bin metrekare. (Anıtkabir 750 bin metrekareymiş.) Bu memlekette altı yüz yıl hiçbir padişah türbesi abartılı boyutlarda yapılmamıştır.
Demirel'in mezarı bir "su deposuna" benzetilmiş... "Sarmal" bir görüntüsü var, kaplaması aşağıya doğru dönerek açılıyor ve yere kadar iniyor...
Yani, mezarın üstünde yükselen 30 metrelik kule...
Bunun bir nedeni varmış.
Bu sarmal görüntü "halkı buraya çekmek adına" verilmiş, müzesinin müdürü öyle diyor.
Her gördüğü sarmala sarılan halkımıza orada alışveriş imkânları da sağlanmalıydı...
Demirel AVM...
Demirel sağlığında "halkı birleştirici bir lider" olarak tanınmışmış (yok yahu?), şimdi bu sarmal sayesinde de mezarı ziyaret edenler adeta Demirel'e sarılıyorlarmış...
Çaput bağlama yeri de var mıdır?
Çocuğu olmayan kadınlar, koca bulamayan kızlar orayı Telli Baba'ya çevirmeyecekler mi? Halkımızı bu zevkten niçin mahrum ediyorsunuz?
Hayrat yok mu hayrat?
Sebil de yok... Çok ayıp...
Fakat anıt mezara ayrıca 9 adet de "mini baraj" eklenmiş.
"Barajlar kralı" sıfatı hatırlatılıyor.
Asker koysalardı, geleni gideni sopalasaydı...
Böylece "darbelerin Demirel'i" özdeyişi de hatırlatılmış olurdu...