TÜSİAD, Yüksek Seçim Kurulu kararından "kaygılı olduğunu" açıkladı.
Neden kaygı duyuyorlarmış?
Onlara neymiş?
"Ya bu sefer İmamoğlu kazanamazsa" diye mi korkuyorlar?
Halkın bilmemnesi olarak pazarlanan İmamoğlu aslında İstanbul sermayesinin adayı mıymış yoksa?
Niçin kaygı duyuyorsunuz?
Adamınız gene kazanır, olur biter.
Ama "renginizi" niçin böyle kabak gibi belli ediyorsunuz?
Hani Tayyip Erdoğan'la "barışma" değilse bile "barış içinde birlikte yaşama" havasına girmiştiniz?
İkide bir değiştirdiğiniz yönetim kuruluna gelenler gidenler bunu yansıtmıyor muydu? Hani "şahinler" gitmiş "güvercinler" gelmişti?
Şimdi aslınıza mı "rücu" ediyorsunuz?
Arkadan "isyancılara otel kapısı açmalar, dükkanlarınızda tentürdiyot, gazlı bez ve de Internet bağlantısı hizmeti sunmalar" da gelir mi gene?
Kaybetmiş olduğunuz savaşa kaldığınız yerden devam etmek mi istiyorsunuz?
Nitekim bakınız, Anadolu sermayesi işin farkında.
"YSK kararının kesinlik içerdiği bir ortamda toplumu germeyin, samimiyetsizliğiniz ortaya çıktı" diyor...
Çıkmadı mı?
Tayyip Erdoğan'ı da kızdırdınız, "herkes önce işini yapacak, haddini bilecek" dedi.
İş dediği, ekonomi...
Belediye seçimi onları niçin geriyor?
Erdoğan'ın deyimiyle "nerede oldukları, nerede oturdukları gayet güzel şekilde ortaya kondu"...
Bir şey daha dedi başkan.
"Bizim de size bakışımız ona göre değişecek" dedi.
Yandınız, çünkü durup dururken kendiniz kaşındınız.