Hani Abdülaziz, Fransa İmparatoriçesi Eugenie'ye "toka kokona" deyip elini uzatmıştı ya...
Bu da fıkra gibi: Danimarka, vatandaşı olmak isteyenlere "belediye başkanıyla tokalaşma" zorunluluğu getirmiş.
(Burada "vatandaşı" terimi teknik olarak yanlıştır, "Danimarka Kraliçesi'nin tebaı" demek gerekirdi.)
Belediyelerde düzenlenen törenlerde başkanın elini sıkmayan, Danimarkalı olamayacak.
Danimarka, el sıkmaktan kaçınanlardan korkuyor ve onları istemiyor.
Oysa "çok demokrat" bir ülke, bildiğimiz kadarıyla...
Bu kararı, İsviçre'de yaşanan bir olaya dayanarak almışlar.
İsviçre'de, vatandaşlığa geçmek isteyen bir Müslüman çift, tam geçmek üzereyken, belediye başkanının elini sıkmayı reddetmiş. Ucuna gelmiş olan işlem de iptal edilmiş.
Orası İsviçre... Çok demokratik olduğu için orada Ermeni kırımını reddetmek de yasak.
Danimarka da işte İsviçre'ye bakıp hizaya geliyor.
Olup bitenleri Türkçe'ye tercüme edelim:
Yabancılara kucak açıyorlar ama Müslüman istemiyorlar.
Parlamentoda bir tek Liberal Parti itiraz etmiş, "ne alakası var" demiş ama dinletememiş.
Bizim bazı saftırıkların beklentisine göre bunlar günün birinde bizim Avrupa Birliği'ne girmemizi de referanduma sunacaklar ve nasıl bir sonuç çıkacak acaba?
Kapıya "Müslümanlar giremez" yazmışlar işte, daha ne umuyorsunuz?