Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

3 Kânun-u Evvel 96

Aralık ayını da idrak ettik… Aslında "kânun-u evvel"i idrak ettik. Çünkü eskiden ekime teşrin-i evvel, kasıma teşrin-i sâni, aralık ayına kânun-u evvel, ocak ayına da kânun-u sâni denirdi. Eskiden dediğim ille Abdülhamid devri değil, ayan beyan Atatürk devri.
Örneğin, 10 Kasım 1938 günü aslında 10 Teşrin-i Sâni 1938 günüdür.
Eh, bunlar buram buram Osmanlı isimleriydi tabii. "Dil devrimi" uyarınca Türkçeleştirilmeleri gerekiyordu.
Lakin, dil devrimi 1932 yılında yapılmıştı. Ay isimleri ancak taaa 1945 başında değiştirildi, Atatürk'ün ölümünden altı yıl sonra.
Niçin daha önce değil? Ne beklendi?
"Sadeleştirme" arayışı içine girilmiş, önce "Birinci Teşrin" daha sonraları "İlkteşrin" gibi denemeler yapılmıştır da niçin "radikal" bir değişiklik için onca yıl beklenmiştir?
Açıklayabilen varsa buyursun.
Vatandaşlara birer soyadı vermek için cumhuriyetin on birinci yılı beklenmiştir de, ayların isimlerini değiştirmek için niçin cumhuriyetin yirmi ikinci yılı beklenmiştir?
Uyuzluk olsun diye sormuyorum, gerçekten merak ediyorum. İsterlerse buna da küfür etsinler.

***

Peki, diğer aylar için önerilen isimleri duymuş muydunuz?
Şubat: Gücük.
Mart: Yelin.
Nisan: Açarak.
Mayıs: Gülay.
Haziran: Bozaran.
Temmuz: Biçim.
Ağustos: Derim.
Eylül: Verim.
Bunlar TBMM tarafından beğenilmemiş. Ekim, kasım, aralık ve ocak beğenilmiş.
Aralık isminin de ilginç bir gerekçesi var, buna hiçbir isim uydurulamadığı, "ay listesi bu yüzden aralık kaldığı" için aralık denilip çıkılmış.
Demek ki bu işler keyfe keder olup bitiyor. Yarın TBMM toplanıp da aylardan birine "zırtlangoç" ismini koysa yasal olarak o geçerli olacak, iki kuşak sonra da eski ismi kimse hatırlamayacak!
Ama efendim bunlar mis gibi Türkçe…
Peki "biçim, derim, verim" mis gibi Türkçe değiller mi? "Gülay" kız ismi oluyor da ay ismi niçin olmuyor?
Onları niçin beğenmemiştiniz, kamutayın değerli CHP, pardon, KTB, yani Kamubuyurum Tüz Bölemi saylavları?
Mesele Osmanlı kalıntılarını yoketmekti. Gıcıklık Osmanlı'ya karşıydı.
Öyle ya, Şubat, Nisan ve Haziran Süryanice'den geliyor yani Asur kökenli… Mart ve Mayıs Latince'den, onlar niçin değiştirilmemişler? Roma İmparatorluğu'na laf yok, derdimiz Osmanlı İmparatorluğu.
Yoksa 1792 yılında Hıristiyan takvimini değiştiren Fransız devrimcilerine mi özenmişler?
Ama onlar, krallığın devrildiği 10 Ağustos 1792 gününü başlangıç olarak almışlardı, madem radikaldiniz, siz de niçin 29 Ekim 1923'ü, pardon, 29 Teşrin-i Evvel 1923'ü çıkış noktası yapmadınız?
Bu hesaba göre bugünün tarihi 3 Kânun-u Evvel 96 şeklinde atılacaktı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA