Bugün toplanıyorlarmış, gene masaya yatıracaklar. Bunlar bu "masaya yatırma" işini çok sevdiler.
Yoksa bunların reklamını yapan muhalif basının bazı çemişleri lafın şehvetini mi sevdiler, bilmem. Sonuçta, her muhalif gazetenin her gün "kontenjandan" bir "CHP sayfası" var içerilerde ve o sayfanın zırvayla da olsa bir şekilde dolması gerekiyor. (Boşluklara da İyi Parti tıkıştırıyorlar.) Toplanan CHP yönetimi canım...
Masaya yatıracakları da, geçen sefer çene yapmaktan yatıramadıkları yerel seçimler.

*** Bakalım ne yatıracaklarmış...
"Yerel seçimlere hazırlık sürecini"...
Ayakta duramıyor bu süreç, ille yatırılacak.
"Uzun süredir üzerinde çalışılıyormuş"...
Hangi süredir? Kaç yıldan beri?
Herhalde kurultay patırtısı bittiğinden beri, yani bir ay falan, on günü de bayram.
Bir "yerel seçim bildirgesi" hazırlamışlar, bir de "yerel yönetim strateji belgesi"... Bugün sunumunu yapacaklarmış.
Bu ikisi birbirinden bağımsızmış.
Nasıl yani? Ne mana?
İkisinin de içinde ne olduğu belli değil.
"CHP'nin yerel yönetimlere bakışı" yansıtılıyormuş, fakat o bakışın ne olduğunu kimse bilemiyor.
Halka değil birbirlerine görüş yansıtıyorlar:
"CHP'liye CHP propagandası!" Tövbe, "sosyaldemokrat belediyecilik anlayışı" varmış içinde.
Fakat onun da daha içinde ne olduğu meçhul.
Mustafa Sarıgül'e sorsunlar, en iyi o bilir.
"Propaganda döneminde nasıl bir dil kullanılması gerektiğini" de masaya yatıracaklarmış. Umarız Türkçe olur. Eh, bazı yerlerde de Kürtçe.
Fransızca olacak değil ya...
Belki böylece, Kılıçdaroğlu'nun geniş kültürü ve mükemmel dil bilgisiyle önerdiği "toplumsal ve sosyal demokratikleşmeyi" sağlarlar, konuya ilgi ve alaka gösterip mutlu ve mesut olurlar. *** Bugünkü MYK toplantısından sonra PM de toplantıya çağırılacak, hem çene bolluğundan geçen sefer yapılamayan sunumlar yapılacak hem de bugünkü toplantıdan kaldırılan sonuçlar orada bir daha masaya yatırılacakmış.
Peki, yerel seçimlerde başka partilerle ittifak konusu mu?
Hem olabilirmiş hem de olmayabilirmiş.
Bütün bunlardan siz ne anladınız?
Ben bir tek şey anladım: Bu adamların söyleyecek hiçbir sözü yok.
Ne yapacaklarını bilemiyorlar, birşeyler yapıyor görünmek için çırpınıyorlar.
Masayı iskemleyi bilmem ama kimin "iki seksen yatacağı" bellidir.