Evet, halkımız büyük ölçüde cahildir. Bunun "mektep tahsiliyle" de ilgisi yoktur.
Tam tersine, okumuş görünenlerin cehaleti tavan yapıyor.
Dikkatimizi de ancak "Çin Seddi'nin yeri" ya da "dolar basalım" gibi flaş skandallarla gündeme geldiği zaman çekiyor.
Unutmayınız: Dolar basma teklifi, bundan on beş yıl önce, ilkokul mezunu bir Kürt kızından değil, bir orgeneralden gelmişti!
"Dolar dediğin yeşil bir kâğıt parçası, basar basar borçlarımızı öderiz" demişti paşa...
Bu adam o tarihte Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri'ydi...
Hani Bülent Arınç'ın "iyi ki bunlarla savaşa girmemişiz" dediği türden.
Oyunu kime verirdi acaba?
Merak ederiz, çünkü onun kafasında birçok kişi "halk cahil olduğu için CHP kazanamıyor" şeklinde düşünmektedir...
Halk bir okusa herkes koşup oyunu CHP'ye verecek!
Tercihan da Köy Enstitüleri'nde okumuş olsa tabii... Mandolinle Mozart çalan marangozlar başka nereye oy verebilirler?
***
Haritada Türkiye'nin yerini gösteremeyen Amerikan köylüsü cahil değil...
"
Oyunuzu Trump'a mı yoksa Clinton'a mı vereceksiniz" sorusuna "
I don't know, my husband knows" diye cevap veren
Amerikalı orta sınıftan ev
kadını cahil değil...
Bir Varşova gezimde bana "
siz Türkler Arapça mı konuşursunuz" diye soran, maşallah komünist eğitimi almış orta yaşlı taksi şoförü cahil değil, bizim halkımız cahil.
Herhalde bütün Parisli taksi şoförleri de harıl harıl Jean-Paul Sartre okudukları için...
Peki cahil halkımızın okumuş olsa oyunu CHP'ye vereceğini nereden biliyorsunuz? Bunun garantisi nedir?
Oyunu
Ak Parti'ye veren üniversite mezunları diplomayı parayla mı aldılar?
Ak Parti'nin kazanmasına "
tedbir" olarak bir ara İstanbul sermayesinden "
ancak diploması olanlar oy verebilsinler" diye teklifler gelmişti...
Buna yüz verilse, arkasından "
ancak belli bir rakamın üstünde gelir vergisi verenler oy kullanabilsinler" önerisi gelecek... Bunlar, kendi oylarıyla dağdaki çobanın oyunun "
bir olmadığını" düşünenler. Çoban podyuma çıkmıyor ki o kadar vergi versin.
Üstelik çoban cahil...
Tek parti diktasında oyunu çaresiz CHP'ye veren seçmen çok okumuştu diyelim. Peki 1946'da da 1950'de de oy kullanan seçmen aynı seçmen değil midir? Nasıl oluyor da birinde CHP ötekinde DP kazanıyor? Dört yıl içinde halkın eğitim düzeyinde düşüş mü olmuş?
Peki, 1977'de Ecevit'i iktidara "
yaklaştıran" seçmenin eğitim düzeyi gene yükselmiş miydi? Sonra gene mi düştü de ANAP ve AKP seçim kazanır oldular?
Korkmayın arslanlar, lise fizik hocası gelecek kuantum bilgisiyle sizi kurtaracak.
O zaman bol bol dolar da basarsınız gönlünüzce.