Herkesin bildiği gibi NATO, Sovyetler Birliği'ne karşı kurulmuştu.
Yani, komünizme karşı. Daha doğrusu, komünizmin "yayılma" tehlikesine karşı. Eh, onlar da Varşova Paktı'nı kurdular, denge sağlandı.
Fakat NATO, dünyanın paylaşılmasına saygılı davrandı. Daha dünya savaşı bitmeden önce Yalta'da varılan "paylaşım anlaşmasını" çiğnemedi, örneğin 1956'da Budapeşte ayaklanması üzerine bu ülkeye "yürümedi", Macar halkını komünizmin eline bıraktı...
1968'de de Çekoslovakya'nın Sovyet boyunduruğundan kurtulma girişimine arka çıkmadı.
Ama bu arada bol bol laf üretti tabii. Budapeşte'de ayaklanan özgürlük savaşçılarını Münih'ten yayın yapan Özgür Avrupa Radyosu açıkça "gaza getirmiş", adamlar onlara güvenip harekete geçince de kılını bile kıpırdatmamıştı.
Biz NATO dedik, siz ABD anlayınız.
NATO ancak "Sovyetler Yalta sınırlarını çiğneyince" harekete geçmiştir, Kore'de ve Afganistan'da olduğu gibi. Açık söyleyelim, ABD bu konuda dürüst davranmış, mızıkçılık eden hep komünistler olmuştur. (Ama SSCB de Yunan iç savaşına karışmamış, komünistleri desteklememiş, yani Yalta'ya saygı göstermiştir, nasıl olduysa...) Soğuk savaş bitti, SSCB yıkıldı.
İmparatorluğun uç beyliklerinde, uydu devletlerde de komünizm sona erdi. Varşova Paktı ortadan kalktı.
Ama NATO ortadan kalkmadı...
Yeltsin döneminde Rusya NATO'ya girmeyi bile istedi ama yüz vermediler.
Haaa, demek ki NATO komünizme karşı değil, esas olarak "Rus devletine" karşıymış!
NATO, Rusya şimdi eski gücüne, eski kişiliğine yaklaştıkça gene ondan korkuyor. Putin ile birlikte, o doksanlı yılların sefil Rusya'sı gitti, süper devlet geri geldi. Rus halkı da, onu yerlerde sürünmekten kurtardığı için minnetle Putin'in arkasında duruyor. Batı basını, Rusya'yı derleyip toparladığı için Putin'i yerden yere vuruyor.
Bir de, başını dik tuttuğu, boyun eğmediği için Tayyip Erdoğan'ı yerden yere vuruyor tabii.
NATO'nun bizim için bir anlamı kalmış mıdır peki?
Rusya'ya düşmanlık edeceksek, evet.
Rusya'yla iyi geçineceksek, hayır.
Yeni bir dünya kurmak için "NATO'dan çıktık" demeye de hiç gerek yok, Rusya'yla imzalanacak bir dostluk ve saldırmazlık antlaşması NATO'yu fiilen bitirir!
Bin dokuz yüz kırklı ve ellili yıllarda Türkiye'nin çıkarı NATO'da olmayı gerektiriyordu, iki bin onlu ve yirmili yıllarda hayır. Hatta şimdi NATO bize köstek bile oluyor.
Faydası kalmadı, zararı var.
İşin hem gülünç hem acıklı yanı, bir zamanlar "NATO'ya hayır" diye bağırıp çağıran solcularımızın, artık ona boyun eğmemize gerek kalmadığı dönemde NATO'ya sımsıkı sarılmalarıdır!
Hem İsmet Paşa'nın "yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır" lafını öve öve göklere çıkaracaksın, hem de yeni bir dünyada Türkiye'ye yer açmaya çalışan Tayyip Erdoğan'a uyuzluk edeceksin!
Ve de sana solcu diyecekler, öyle mi? Vay budala vay.