Hemen her il kongresinde (pardon, kurultayında) sergiledikleri kavgaları, gürültüleri, itişmeleri, kakışmaları, yumruklaşmaları geçiniz, onlar Cumhuriyet Halk Partisi'nin "olmazsa olmazı", tuzu biberidir. Rengidir, neşesidir.
Bakınız, iliklerine kadar CHP militanı, Aydın Doğan'ın adamı bir gazeteci ne diyor:
"İstanbul belediye seçimlerini alacağız demek yetmiyor. Partililerin istedikleri heyecan pek yokken, beklenen bir strateji ve proje ayağı da eksik kaldı."
Aman aman, böyle şeyler söyleme kardeşlik...
Bak, Kılıçdaroğlu'nun seçildiği kurultayda ayakkabılarını çıkarıp iskemlenin üstüne fırlayan ve göbek atmaya koyulan şişman arkadaşını kapının önüne koydular...
Bir arkadaşın daha vardı, Kemal Bey'in o saçmasapan "paketleme sanayii kenti" projesinin "sırf bizim de bir projemiz olsun dürtüsüyle" ortaya atıldığını, bunu gerçekçi bulmadığını yazmıştı da, o da kendini kapının önünde bulmuştu...
Semt pazarına torpilini bulmadan, haracını ödemeden kendi kafasına göre limon satmaya geleni döverler ha, şu zamanda kendini yakma...
***
Bir kere, proje il kongresinde üretilmez, o il İstanbul bile olsa. Genel merkezde üretilir.
Ya da Kemal Bey'in kendi dar çevresinde.
Senin partinin böyle bir yeteneği yok.
Buna gerek de duymuyor, çünkü iktidara gelme umudu da yok. Cumhurbaşkanlığını kazanamaz. Mecliste de koltuk sayısı üç aşağı beş yukarı bugünkü gibi kalır. Kaldı ki, yeni sistemde meclis çoğunluğu iktidar anlamına gelmeyecektir.
O zaman, neden proje üretilsin ki?
Kemal Bey herhalde
Yunanistan'a savaş ilan edecek, Keçi Adası'nı geri alacak, al sana proje...
OHAL'i kaldıracak, tutukluları salıverecek, işte sana proje...
Bir de "
kadınlara para dağıtma" projesi vardı, kadınlara kocalarının ulaşamayacakları birer banka hesabı açacak, oraya her ay bilmemkaç yüz lira yatıracak, evde hır çıkmasına yol açacaktı, işte proje.
Strateji falan da yok.
Taktik var. Taktik, Erdoğan'a küfür etmek.
Baksana, parti içi muhalefet lideri Muharrem bile "
sarayı başına yıkacağız, anasından doğduğuna pişman edeceğiz" diye sallamaktan başka bir yol çizemiyor kendine...
Genel başkanınız da bana "
şaklaban" diye küfür etmişti, sizin basın politikanız da bu olsa gerek.
Tövbe, bizim gazeteye de el koyacaktınız. Eh, bu da bir tür projedir.
***
Proje istedin, kendin kaşındın.
Sora sora dilimizde tüy bitti: Şu Çanakkale'ye dikeceğiniz "
adalet tanrıçası heykeli" projesi ne oldu yahu?
Şimdi "
büyük İstanbul yürüyüşünü" başlatıyormuşsunuz...
İstanbul'u ele geçirirseniz Taksim'e de bir heykel dikin.
Bu sefer Themis olmasın da Afrodit falan olsun bari. Sevelim sevilelim.