Türkiye çapında düzenlenen bu panayıra bütün sazanlar davetlidir!
Seçime daha bir buçuk yıl var ama olsun, "defolu", çürük mallar şimdiden satışa sunulmuştur.
Mallarda, pazarlama biliminde "product differentiation" denilen ürün çeşitliliği sağlanmıştır. Üstelik hepsi el yapımıdır, "home made"...
Son kullanma tarihi seçim günüdür ama "raf ömürleri" uzun sayılır.
Ellemek, karıştırmak, mıncıklamak serbesttir, yakından inceleyelim:
Bu anketlerden birinde AKP yüzde 50, başka birinde yüzde 41, daha başka birindeyse yüzde 38 görünüyormuş!
Yüzde 38 gösteren şirketin sahibinin seçimde kime oy vereceğini hiç merak etmiyoruz. Meltem Cumbul'un kime oy vereceğini merak etmediğimiz gibi.
"Mantıksız" değilmiş bu fark, bazı gazeteci arkadaşlar mantıklı bulmuşlar.
Çünkü Tayyip Erdoğan'ın oyu başka şey, AKP'nin oyu başka şeymiş...
Yani, yanyana iki sandıktan birinde Erdoğan'a cumhurbaşkanlığı için oy atan, öbür meclis seçimi sandığında da, hemen iki dakika arayla, CHP'ye oy verebilir!
Nasıl olur bu?
Olabilirmiş. Hem de öyle bir olabilirmiş ki, arada yüzde 12 gibi çok büyük bir fark bile ortaya çıkabilirmiş.
Bendeniz Türkiye şartlarına daha uygun bir açıklama getiriyor ve anket sonucu farklarında çok basit bir "puştluk" arıyorum.
Hiç öyle "bilimsel açıklamaya" falan kaçmayalım.
Bizim okulun istatistik dersinde (o dersten geçene kadar göbeğim çatlamıştı) herhangi bir araştırmada yüzde 12 yanılma payı çıkaranı döverlerdi!
Haaa, bir de Meral Akşener meselesi varmış...
"Bazı komünistlerin" Akşener'i desteklediklerini biliyoruz ama toplam ağırlıkları yüzdeyle değil bindeyle ifade edildiği için onları ipimizde sallamıyoruz.
Meral Hanım sözkonusu anketlerde yüzde 14 bile görünebiliyormuş!
Ama bazılarında da "yüzde 10 virgül bir şey"...
Nasıl oluyor bu? Olurmuş.
Muhalif basının Meral Hanım'ı "ittirme" kampanyasında muhalif anketçiler de kendilerine düşen görevi üstleniyorlar.
Meral Hanım'ın MHP'den oy çalacağı kesin. (Buradaki "çalma" lafın gelişidir, kötülük aramayınız.) CHP saflarından da "Kılıçdaroğlu'ndan memnun olmayanların" oylarını alabilir.
Ama AKP'den?... Zor.
Bunun anlamlı yüzdelere ulaşabilmesi için (henüz adı bile belli olmayan yeni parti için yüzde 4 dahi anlamlı yüzdedir), AKP içinde anlamlı bir "gayrımemnunlar" kitlesinin varlığı gerekiyor.
Biz "Tayyip'siz AKP" taraftarlarının basında üç-beş "Davutoğlu yalakasından" ibaret olduğunu sanıyorduk...
Hem bütün bunların ne önemi var?
İktidar mecliste değil Beştepe'de belirlenecek.
Az kalsın Çankaya diyecektim.
Cumhurbaşkanlığı seçimini "ikinci tura bıraktırabilirlerse" mutlu olacaklar, ufukları bunun ötesine geçemiyor.