Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Evet, mugalatanın sınırı olmalı

Diyorlar ve tabii ki "evetçileri" suçluyorlar. Ama Kılıçdaroğlu'nun ve adamlarının yaptığı mugalata hiç gözlerine görünmüyor.
Atatürk'ü hayır kampanyasına utanmadan alet etmek mesela...
İzmir'in dağlarında çiçekler falan filan...
"Hayır demek yasaklandı" şeklindeki kuyruklu yalan mesela...
"Evet derseniz cumhuriyet, bayrak, milli marş ve başkent ortadan kalkacak" şeklindeki, yalan bile denemeyecek kuyruklu rezalet mesela...
Daha "ince" numaraları da var.
Partili cumhurbaşkanı olursa ve de protesto edersen, devletin başını mı protesto etmiş olacakmışsın yoksa siyasetçiyi mi?
İster birini protesto et ister ötekini! İkisi de serbesttir.
Protesto serbesttir, yasak olan hakarettir.
Hakaret edersen, bunu "hangi şapkaya" ettiğine bakılır. Birini yaparsan daha hafif, ötekini yaparsan daha ağır ceza alırsın.
Yok eğer "küfür etme" özgürlüğü istiyorsan, sana bunu ne bu sistemde verirler ne öteki sistemde.
Partilerin genel başkanlarını illerde o partinin il başkanı temsil ediyormuş...
Hayır, etmiyor. Bu bir "representation" ilişkisi de değildir, bir "impersonation" ilişkisi de değildir, bir "symbolization" ilişkisi de değildir. Birinin görevi ayrıdır, ötekinin görevi ayrı.
Biri suç işlerse öteki ceza görmez. Parti başkanı il başkanının "şahsında mündemiç" değildir.
Cumhurbaşkanını da o ilin valisi temsil ediyormuş...
Hayır, etmiyor. Vali, İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir memurdur. Kendi işine, özellikle de asayişe bakar.
Temsil edecek de ne yapacak? Bir devletin o ilde konsolosu varsa onu kabul edecek de bir süre görüşecek mi?
Partili cumhurbaşkanı olursa onu illerde kim temsil edecekmiş, il başkanı mı vali mi?
Biri olsa ne olur, öteki olsa seni niçin gerer? İkisi aynı adam olmayacak ki sizin CHP iktidarında olduğu gibi!
"Karşılama törenlerini" kastediyorsan zaten abuk bir işgüzarlıktır, "cumhurreisinin" trenle geldiği ve bir kerecik geldiği eski yıllardan kalmadır. Uygulanmasa daha iyi olacaktır.
"Beş yılda bir sil baştan olan" devlete devlet denir miymiş?
O zaman seçimleri de kaldır. Hatta devlet memurlarını görevlerine en baştan bir kereliğine "kayd-ı hayat" şartıyla ata (hangi merci atayacaksa?), hiçbir iktidar kendi kadrosuyla çalışamasın.
Bak bakalım Amerika'da her başkanla birlikte kadrolar nasıl hallaç pamuğu gibi atılıyor...
Diyelim ki uzun yıllar sonra ırkçı bir adam, çatlak bir beyin ezkaza o koltuğa oturdu... Ülkeyi felakete sürüklerse hangi kurum engel olacakmış...
Hani sizin ırkçı Enver'in ülkeyi dünya savaşına sokması gibi mi mesela?
Meclis-i Ayan mı engel olmuştu, Şûra-yı Devlet mi, Divan-ı Muhasebat mı?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA