Referandumda Atatürk'ün hayır oyu vereceği söyleniyor!
Bunu CHP militanlarından öğrendik.
Çünkü CHP, aslında "kalesi" sayılan İzmir'i gaza getirmek için Atatürk'ü ve İzmir Marşı'nı kullanıyor.
Ayıptır ama yakışıyor.
Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı Selin Sayek Böke, İzmir'de heyecan yaratmak için İzmir Marşı'nın sözlerini tornistan etti, "haydi İzmir, dağlarında çiçekler açtır, Atatürk'ün adını mücevher taşa yazdır" diye haykırdı. (Mücevher taş... Ne berbat bir Türkçe katliamı...)
Herhalde İzmir şu anda Yunan ordusunun işgali altında da, referandumda hayır oyu verirse kurtulacak! 9 Eylül değil 16 Nisan, İzmir'in kurtuluşu...
İzmir'de belediye CHP'li, seçimde de AKP'den daha fazla oy alıyor, bu durumda bu filmde kim Türk kim Yunanlı oynuyor acaba?
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamak için de İzmir Marşı eşliğinde yürümüşler, bu hesaba göre biz erkekler de Yunan ordusu oluyoruz. (Eşcinselleri ne yapacağız, temsili milis kuvvetleri mi?)
Bu çirkin çarpıtmayı, bu sakil gayretkeşliği eleştirelim derken, bir de baktık, Yunanlılar da İzmir Marşı'nı çalıp söylemiyorlar mı?
Evet, Dalaras İstanbul konserine onunla başlamıştı da, seyirci şaşırmıştı...
Ünlü şarkıcı Glykeria'yla birlikte verdikleri "Afieroma sti Mikra Asia" (Anadolu'ya İthaf) konserinin DVD'sini oynatıcıya yeniden taktım, tekrar baktım, vallahi o konsere de İzmir Marşı'yla başlamış!
Dalaras'ın kendi Internet sitesine girdim, orada da "Emvatirio Smirnis" olarak geçiyor, adıyla sanıyla bildiğin İzmir Marşı.
Dalaras bunu bize hoşluk olsun diye değil, İzmirli Rumlar'a, göçmenlere, "mübadillere" ithaf ederek çaldırıyor (kendisi söylemiyor, enstrümantal.)
Hoppala! Yahu bu marş kimindir?
Hem Türk hem Rum, çünkü bu marş bir Osmanlı marşıdır.
Aslı da Kafkasya Marşı'dır!
"Kafkasya dağlarında çiçekler açar" diye başlar.
Kemalistler kendilerine uydurup söylemişler.
Bu iş biraz, ormana giden üç genç kızı anlatan erotik İsveç şarkısını tornistan edip "Dağ Başını Duman Almış" yapmaya, ya da İsrail şarkısını tornistan edip "Bir Başkadır Benim Memleketim" diye söylemeye benzedi...
Demek ki bir gayretkeşliğe tevessül ederken, önünü arkasını da iyi düşüneceksin.
Ama Parvus Efendi'yi Türk büyüğü sanan adamdan Dalaras konseri izlemesini de bekleyemezdik herhalde...
Kemal Bey şimdi bir adım daha atsın, militanlarını "Sarı Gelin" türküsüyle de yürütsün.
Hani İstanbul'un sağını solunu bilse, "Galata'da şarap içeyim, Pera'da kafayı bulayım, Yedikule'de bir kız seveyim, hoşçakal Meryem Ana, bu bir rüyaydı, unutalım" şarkısını da önerecektim...
Ayde, stin iyia sas, aghapite mou Kirie Kilidzdaroglou!