Ne yaptıklarını biliyorlarmış!
Bir gazeteci arkadaş, hem de bunları "tutan" bir arkadaş "ideolojik karmaşa" demişti... İdeolojik karmaşa değilmiş.
Cumhuriyet bayramı yürüyüşünde Atatürk, İnönü, Ecevit, Mahir Çayan ve Yılmaz Güney posterlerini yan yana taşımak tutarlı bir tercihmiş. (Programa ilaveten Tarık Akan da var.) Bu kişilerin siyasi fikirleri "kısmi farklılıklar" gösterse(!) de bu önemli değilmiş.
"Ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz" demişler.
Eh, seçmen de biliyor ve oyunu ona göre veriyor tabii. Havanızı alıyorsunuz.
"Tarihin onlara yeniden yüklediği kuruculuk misyonunu üstleniyorlarmış"... Hayrola, ötekiler başkanlık sistemini kuruyorlar, siz ne kuruyorsunuz, paketleme tesisi mi?
Ama en çok hangi zırvanıza güldüm, biliyor musunuz?
"İsmet İnönü, çok partili hayata geçişi ve darbelere karşı dik duruşuyla demokrasiyi temsil etmektedir" lafınıza.
Bu ülkede belli bir insan tipi vardır: Bilmez, bilmediğini de bilmez, öğrenmek de istemez, öğretene de kızar.
En güzel örneklerinden biri Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Anlaşılan CHP'nin gençlik cemaati de imamın yolundan gidiyor.
Oğlum... Evladım... Delikanlım...
Bu abukluğu size genel başkanınız mı öğretti?
İsmet Paşa'nın 1925 yılında çok partili hayata son verdiğini ve bu düzeni yirmi yıl sürdürdüğünü öğrenmeniz için daha kaç kere yazalım ve hangi dilde yazalım? Fransızca yazsak anlar mısınız?
Sizin okulda bir ders olacaktı "Devrim Tarihi" diye, o derse girmediniz de kuşbazlık mı ettiniz? Kız peşinde koşmaktan cumhuriyet tarihini çalışmaya vakit mi bulamadınız? Peki okulu nasıl bitirdiniz?
İnönü çok partili hayata geçmedi, geri dönmek zorunda kaldı. Dünya savaşını Almanya kazansaydı böyle bir şey yapmayacaktı.
Peki öyleyse, hemen ertesi yıl (1946) sol partileri niçin kapattı?
1968 yılında Demirel iktidarıyla anlaşıp "milli bakiye" (ulusal artık) sistemini kaldırdığını ve Türkiye İşçi Partisi'nin bir daha asla meclise girememesini sağladığını bakın artık hatırlatmıyorum, çünkü bunu muhalif basında kalem oynatan eski TİP taraftarı kart alkolikler bile hatırlamak istemiyorlar...
Yavrum... Çocuğum... Haylaz evladım...
"İnönü darbelere karşı dik durdu" diyene kimse ağzıyla gülmez.
1960 darbesine çanak tuttu, körükledi, kışkırttı. Ortamı bilerek ve isteyerek gerdi de gerdi.
Darbeden sonra da "CHP ihtilalin ne içindedir ne dışında" diyerek topu taca attı.
1971 darbesini, cuntanın kurdurduğu sözde sivil hükümete yalnız bakan değil, hem de başbakan vererek destekledi! (Sizin deyiminizle "kısmi farklı" görüşleri bulunan Ecevit bunun üzerine genel sekreterlikten istifa etmişti hani...)
O tarihlerde henüz doğmamış olman mazeret değildir evladım, araştıracaksın, okuyacaksın, öğreneceksin. Ağzından çıkana da dikkat edeceksin.
Aksi takdirde senin de sonun genel başkanınız gibi olur.
Yani, alay konusu.